sergirehberi.com

 
SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Haftanın Sergileri  •  Güncel Sergiler  •  Gelecek Sergiler  •  Geçmiş Sergiler

Velhasıl
Hanefi 
Yeter

Sergisi



16.03.2013 - 16.04.2013



Arete Sanat Galerisi 
 

Turan Güneş Bulvarı. No: 98 Kerim Sefer Plaza Kat: 3
Merkez Çankaya Ankara

312-440 08 81


www.aretesanat.com






Genel Bilgi


Genel Bilgi




Hanefi Yeter'in pencereleri, iki ülkeden bakar dünyaya; Almanya'dan ve Türkiye'den. 1972 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi'nden mezun olduğunda, Yurt Dışı Devlet Bursu'yla Almanya'ya gitmişti Yeter. Orada tamamladı yüksek lisans eğitimini. Ve yıllarca yaşadı Almanya'da. O yıllarda ellinin üzerinde sergi açtı Avrupa'da. Berlin'in pek çok yerinde duvar resimleri, seramik cepheleri, mozaik panoları ve heykelleri bulunuyor. Dramstadt'da da üç duvar resmi var. O dönemde yaptığı resimler ilgiyle izlendi ve çok beğenildi. Yaşadıklarını, gözlemlerini yansıtıyordu yapıtlarında. 1983 yılında, New York Times; " Azınlıkların ressamı " olarak tanıttı onu. Oysa, evrensel bir sanatçı Yeter. Yalnızca azınlıkların sorunlarını yansıtmadı yapıtlarında; yerel ve evrensel izleklerden yepyeni bir sanat üretti. Yeni sezgilerle yüklü ve yeni imgeler yumağıydı onun resimleri ve heykelleri. Kendine özgü bir biçeme ulaşmış, kendi sanat diliyle gerçeği ve gerçeküstünü şiirsel bir prizmadan süzerek , duygu yoğunluğuyla yansıtmıştır. Lirik, özgün bir biçemin yansımalarıdır yaptıkları. Beni en çok etkileyen sergisi; " Bir Almanya Masalı "ydı. " Almanya/ Ama nerededir o/ Bu ülkeyi bulamayacağımı biliyorum." diyen Schiller'in yurdunu, ondan iki yüz yıl sonra en antogonist haliyle, kıskıvrak yakalayıp taşımıştı tuvallerine. Almanya'nın son yüz yıllık tarihini irdeleyerek...Bu süreçte yaşanan acıları, kıyımları, değişen koşullar içinde, aralıklı bir depremin dalga boyları gibi dünden bugüne uzanan tedirginlikleri, gerilimleri unutmama ve bugünün gerçekliğinde barışçı, insancıl yeni bir bilinç oluşturma eyleminde, sanat diliyle sunmuştu yapıtlarını. Almanya'nın yaşadığı dolambaçlı tarihsel sürecin çarpıcı, uç özelliklerini, karanlık ve gölgeli yaşam alanlarını, kolaj tekniğinin olanaklarını ustaca kullanarak, bir film gibi birbirini izleyen olayları, zaman ve uzam sınırları erimiş grift görüntülerle birbirine bağlamıştı. Geçmişle şimdiki zaman ayrımını ortadan kaldırıyordu sanki resimlerle. Geçmişten gelen ve sönmeyen lavları, dünü ve bugünü aynı paydada bütünlüyordu. Çağdaş Alman sanatının varoluş sınırlarını çizen olguların özgül alanlarında gezinerek, biçemini kendi resimsel özgünlüğünün halkalarına yeni birikimler katarak çoğaltıyordu yapıtlarını. Resimlerin çoğu, yarına postalanmak için hazırlanmış mektuplar gibiydi. Kimi resimleri de büyük, damgalı pullardı. Her pulda çığlığı içinde saklı afazik figürler vardı. Her figürün yüzündeki yorgunluk, dünü ve bugünü sorgulayan sorularla yüklüydü. Makineleşmenin getirdiği yabancılaşmaya ve savaş endüstrisine karşı yakınmaydı her resim. Büyük boyutlu resimlerdeki küçük küçük bayraklar, kırık, buruk bir ezginin notaları gibi serpilmişti tuvallere. Estetiğin en eski fenomenlerinden olan " yabancılaştırma " yöntemini ustaca kullanıyordu. Savaşı, yıkıntıyı, geriye dönenleri... Ölüm bulutlarının çekildiği yerde, ikiye bölünmüş gökyüzüyle Almanya'yı... II.Dünya Savaşı'nda yaşadığı sancılarıyla, zamanı eskiten bir özlemin sonrasında ortaya çıkan kargaşalarıyla, bunun yarattığı çatışkıları, eytişimsel bütünlüğüyle yansıtıyordu Hanefi Yeter. Hans Corassa'nın; " Karanlığı işlemek, yalnızca içinde bol ışık olanların hakkıdır." söylemini yansıttı o. Almanya'nın pek çok kentinde ve ülkemizde yoğun bir ilgiyle izlendi Yeter'in yapıtları. Almanya penceresinden baktığında, böyle yansıttı gördüklerini. Onun Türkiye penceresinden gördükleri ve sanatında yansıttıkları da çok önemlidir. Berlin'e gitmeden, İstanbul resimleri yapmıştır hep. İstanbul'un sosyal yaşamından kesitler sunmuştur; seyyar satıcıları, balıkçıları, hamalları, vapurları, martıları...Fonda İstanbul, önde insanlar olan resimler yaptı. Berlin'den döndükten sonra, yine ülkesine açıldı penceresi. Ancak, o pencereden en evrensel olana baktı hep. İnsanı, yaşamı, doğayı, hayvanları, çiçekleri odak aldı yapıtlarında. İnsanı; doğayla, bitkilerle, hayvanlarla ve iç seslerle kendiyle konuşturdu. Bir resminde; "İyi ve kötü tanrının önyargılarıdır." diyordu yılan. Pek çk resminde aforizmalar, şiirler kullanır Yeter. Balıkçıların kerterizi, kaptanların seyir defteri neyse, onun resimleri de seyir defteridir yaşadıklarının. Sezgilerimizi yitirmeyelim diye, yaşamın ritmini, aurasın en dokunaklı bir yansımayla duyumsatır bize. Yaşamın akışını meteforlara sürükleyen ve devindiren imgeler biricik gücüdür onun. Saklanmaz ne varsa onları yüklenir, onları duyumsatır bize. Önyargılardan arınmış bir dünyaya göndermelele yüklü son yapıtları.Yine şiirler tutanağı.






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi