|
td>
| |
Segment #2 | Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu'ndan Seçki
Sergisi
26.05.2012 - 18.11.2012
Borusan Contemporary | Perili Köşk
Baltalimanı Hisar Cad. No: 5 Perili Köşk
Rumeli Hisarı
Sarıyer
İstanbul
212-393 52 00
www.borusancontemporary.com
Hafta sonları 10:00-19:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
|
Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan Seçki
Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu, ağırlıklı olarak 1990 sonrasına ait, farklı tekniklerde gerçekleştirilmiş çalışmaların yer aldığı kurumsal bir koleksiyondur. Uluslararası Çağdaş Sanat’ın önde gelen temsilcileri arasında yer alan François Morellet, Thomas Ruff, Keith Sonnier, Liam Gillick, Tatsuo Miyajima, Jerry Zeniuk, Brigitte Kowanz, Paul Schwer ve Axel Hütte gibi sanatçılar koleksiyonda temsil edilmektedir. Koleksiyonun önemli öğelerinden biri de Çağdaş Türk Sanatı’dır. Ayşe Erkmen’den Kutluğ Ataman’a, İskender Yediler’den Lale Delibaş’a, Sarkis’ten Bengü Karaduman’a uzanan farklı kuşaklara ait sanatçıların eserleri, İstanbul’daki güncel sanat ortamının farklı özelliklerine gönderme yapar. Robert Mapplethorpe, Sebastião Salgado, Ahmet Ertuğ, Ola Kolehmainen, Edward Burtynsky ve Lynn Davis gibi sanatçıların da temsil edildiği fotoğraf sanatı bölümü ise koleksiyonun gelişmekte olduğu alanlar arasında yer alır.
2007 yılında Borusan Holding’in yönetim merkezi olarak kullanılmaya başlanan Perili Köşk, Boğaziçi’nin en ilginç sivil mimari yapılarından birisidir. Bu ayrıcalıklı konum, kökleri 1980’lere kadar uzanan Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu için farklı deneylere olanak veren bir sanat platformunun kurulmasını destekler. Borusan Contemporary iki farklı sunumla Perili Köşk’te sanatın “yaratıcı gücünün” içselleştirilmesini hedefler. Bu sunumlardan ilki “koleksiyonun yorumlanması”, diğeriyse koleksiyon çerçevesinde geliştirilen “geçici sergiler”dir. Hafta içinde aktif bir ofis, hafta sonunda ise halka açık bir müze alanı olarak Borusan Contemporary, çağdaş sanatla birlikte yaşamanın ve üretmenin “sıra dışı” bir modeli olarak dikkati çeker. Ağırlıklı olarak dijital kökenli “New Media” teknikleriyle üretilmiş çalışmalardan oluşan kurumsal koleksiyon, Perili Köşk’te düzenli olarak gösterilen SEGMENT sergileri dizisinin çıkış noktasıdır. Bu broşür, SEGMENT #2 sergisinin kurgusunu, farklı katlarda, değişik kavramsal çerçevelerde yorumlanan çalışmaları sanatseverlere tanıtmayı hedeflemektedir.
“Spot On #3” Sergi Projesi
Borusan Contemporary, SPOT ON sergilerinde, izleyicileri Sanat Tarihi’ne geçmiş olan eserlerle buluştururken, çağdaş sanatın sorgulayan, düşündüren öğelerini ön plana çıkarmayı hedefliyor. Daha önce Ola Kolehmainen ve Manfred Mohr gibi sanatçıların çalışmalarıyla oluşturulmuş olan SPOT ON sergilerinin bu dönemdeki konusu, Kavramsal Sanat’ın kurucuları arasında yer alan Sol LeWitt’in (1928-2007) çalışmalarıdır. Sol LeWitt sunumu bu sergi dizisinin en deneysel yorumlarından birini gündeme getirirken özellikle “duvar” temasına vurgu yapıyor. Sol LeWitt eserlerinde belli geometrik formları yorumlayarak seriler halinde çalışmış bir sanatçı olarak Çağdaş Sanat Tarihi’ne geçmiştir. Bu sergi, Lewitt’in sanatsal çalışmalarının en önemli öğelerinden olan yazılarına ve sanatsal yorumlarına vurgu yapıyor. Sanatçının eserlerinin, kaleme aldığı manifestoları, kavramsal yazıları ve açıklayıcı metinleriyle birlikte sunulması “kavramsal yapı”nın altını çiziyor.
KAT 2
Borusan Contemporary’de geçiçi sergi alanlarının yer aldığı ikinci kat, aynı zamanda koleksiyondaki çalışmaların başladığı bir kesişim alanıdır. Ana asansörlerin önündeki alan, izleyicilerin kısa bir süre beklediği bir mekândır. Burada Perili Köşk’ün tamamı için özel bir çalışma geliştiren Peter Kogler’in duvar çalışması yer alır.
Segment # 2 serginin başladigi bu alanda, Peter Kogler”in mekana özel olarak geliştirdiği duvar resminin yani sıra Daniel Rozin’in Eskiz Aynası / Sketch Mirror No 10 isimli videosu yer alır. İzleyicilerle interaktif bir ilişki kuran bu çalışmada karşılaşılan formlar, hem soyut hem de somut bir karaktere sahiptir.
İzleyiciler üçüncü kata asansörü kullanarak çıkabilecekleri gibi, merdivenleri de kullanarak Segment #2 sergisi kapsamındaki çalışmaları farklı açılardan izleyebilir. Biz izleyicilere merdivenleri kullanarak her katı gezmelerini öneriyoruz.
KAT 3
Yürümeyi tercih eden izleyiciler merdivenleri takip ettiklerinde öncelikli olarak merdiven boşluğunda konumlanan Antti Laitinen video eseriyle karşılaşır. Laitinen soyut bir fikirden yola çıkarak kendisine küçük bir ada yapmaya çalışan bir figürü izleyiciye sunar. Bu figürün sanatçının kendisinin olmasından öte “evrensel” bir karakteri vardır. Kendisinin içinde olduğu dünyadan sıyrılmak için herkes bir adaya kaçmayı hedefler. Bu ütopik fikir, her ne kadar gerçeklerden uzaklaşmayı hedeflese de, videonun sonunda görüldüğü gibi, güncel hayatın zorlukları her defasında kişilerden farklı çözümler üretmesini bekler. Kullanılan teknik ne olursa olsun, sanatçıların metaforlar kullanarak kendi konularını ele aldıkları görülür. Bu noktada, sanat eserlerinin “neyi ifade ettiği” sorunsalından çok, “nasıl bir ifade biçimi” geliştirdiği ön plana çıkar.
Üçüncü kata gelen ziyaretçiler, SPOT ON sergisinin başladığı alana girmiş olurlar. Bu kez Sol LeWitt’in Borusan Contemporary’de yer alan çalışmalarının yorumlandığı sergide deneysel bir yaklaşım göze çarpar.
KAT 4
Dördüncü katın girişine yerleştirilmiş olan monitörden, bir önceki katta olduğu gibi, sergi yapımcısının Sol LeWitt için çalışırken tuttuğu notlara ait imgelerin arka arkaya aktığı görülür.
Bu monitörde dönen LeWitt imgelerin neredeyse tamamının dördüncü kattaki LeWitt’e ait çalışmalarda da belirmesi raslantısal olmayan bir durumdur. İzleyicilere sanatçının ve sergi yapımcısının nasıl çalıştığını, kaleme aldığı yazılarla yaptığı resimler arasında nasıl bir bağ kurduğunu aktarmak için geliştirilen sunum biçiminde “renk, form” öğeleri ön plana çıkar. LeWitt’in çalışmaları 1960’larda New York’ta şekillenen Minimalizm ve Kavramsal Sanat akımları içinde değerlendirilmekle beraber, sanatçının geliştirmiş olduğu yaklaşım açıları, 21. yüzyıl sanatı için “örnek karakter” teşkil edecek kadar tekil ve önemlidir. SPOT ON sergisi, sanatçının kendine özgü terminoloji ve imgeleriyle kurguladığı bu karakter hakkında izleyiciye en aracısız bilgiyi verebilmek için LeWitt’in kendi yazılarından yola çıkan bir yöntem izlemiştir.
İzleyiciler dördüncü katta duvar metinleriyle karşılaşır. Bu metinler LeWitt’in 1967 yılında kaleme aldığı Paragraphs on Conceptual Art (Kavramsal Sanat Üzerine Metinler) isimli manifestoya aittir. Perili Köşk’ün üçüncü ve dördüncü katlarında yer alan sunum, sanatçının kavramlarla olan ilişkisini en iyi açıklayan yazılarından yola çıkarak izleyicilere onun çalışmalarındaki “seri, dizi ve tekrarlamalara” dayalı özellikleri aktarır.
KAT 4A
İzleyiciler, 4A katına ulaştıklarında öncelikle Airan Kang’a ait LED (Light Emitting Diodes) duvar heykeliyle karşılaşırlar. Çalışmalarını Seul’de sürdüren Kang, ağırlıklı olarak neon kullandığı eserlerinde, günlük yaşama ait objelere gönderme yapan soyut bir yaklaşım içindedir. Sanatçının “Digital Books” (2009) projesine ait bu duvar heykeli, adeta bir kitaplık olarak tasarlanmıştır. Dikkatli izleyicilerin sanatçının hangi kitapları yorumladığını bir çırpıda anlayabilecekleri bu çalışma, her şeyden önce etkileyici renkleriyle dikkati çeker.
Ziyaretçiler, bu neon çalışmanın yanındaki merdivenleri takip ettiğinde Axel Hütte’nin fotoğrafı ile Marck ve Claudia Hart’ın video heykellerinin olduğu başka bir ofis alanına çıkarlar. Her biri farklı bir anlatıma sahip olan video heykellerindeki imgeler, figuratif bir özelliğe sahip olmasına rağmen, kolayca tanımlanamaz bir karaktere sahiptir. Bu tanımsızlık hissi, izleyicilerde merakla birlikte ziyaretini devam ettirme hissini uyandırır. Bu duyguyu güçlendiren özellik, ofislerin cam kapılarının arkasından gözüken etkileyici Boğaziçi manzarasıdır. Ziyaretçiler bu manzarayı görmek için ilerlerken, büro olarak kullanılan odalardaki farklı sanat eserleriyle karşılaşırlar.
KAT 5
Perili Köşk’ün en önemli mimari özelliği neredeyse her katın ayrı bir tavan yüksekliğinin olmasıdır. Bu sayede katlar bazen yükselen, bazen de daralan boşlukları yaratmış olur. Tamamı camdan tasarlanmış asansör boşukları farklı kırılmaları, çoğalmaları da beraberinde getirir. Alan Rath’a ait video heykeli, 5. kat ile 6. kat arasındaki alana anlam kazandıran bir karaktere sahiptir. İki insan gözünün görüldüğü eski televizyon monitörlerinde dijital imgeler yardımıyla açılıp kapanan gözlerden oluşan heykel izleyicileri adeta merdivenlerden yukarı çıkmaları için yönlendirir.
Beşinci kattaki bir üst düzey yöneticinin geniş bir alana yayılan ofisinde öncelikli olarak Liam Gillick’in büyük boyutlu duvar çalışması dikkati çeker. Burada Jim Campbell, Roman Signer gibi çalışmalarında dijital imgeleri kullanan sanatçıların yanısıra Alejandro, Almanza Pereda ve Beat Zoderer farklı deneylere girerek “heykel estetiğini” sorgulayan yaratıcıların işleri yer almaktadır.
KAT 6
İki üst düzey yönetici tarafından kullanılan 6. katın girişinde gösterilen Lee Sang Hyun’a ait video ve animasyon çalışması, hem görüntüleri hem de sesleriyle izleyicilere farklı kavramları çağrıştırır. Sanatçının Seul’deki kültürel karakteri yorumlayan videosunda, gerçeküstücü imgeleri, sesleri bir tür kolaj mantığıyla kullanarak, Güney Kore’nin tarihine ve günümüzdeki özelliklerine göndermede bulunur. Eserin bir pop-opera aryasını çağrıştıran heyecanlı ve hareketli öğeleri izleyicileri bu katın diğer çalışmalarına yönlendirir. İrem Tok, Jim Dine, Jim Campbell başta olmak üzere farklı karakterdeki çalışmaların bir araya geldiği bu bölümde, etkileyici Boğaziçi manzarasıyla rekabete girmeyen bir sunum tekniği geliştirilmiştir.
KAT 7
Bu katın girişinde Borusan Contemporary’de “Tarih Nehri” isimli kişisel bir sergi açan Daniel Canogar’a ait bir çalışma yer almaktadır. Bu kinetik duvar heykelinin ardından girilen mekânda Jim Dine ve Chris Gallagher’a ait, renk öğesi güçlü olan işler dikkati çeker. İzleyicilerin yürümeye devam edince karşılaştıkları odada fotoğraf tekniğinin ağır bastığı gözlemlenir.
Burada Robert Mapplethorpe, Lynn Davis, Massimo Vitali ve Sebastião Salgado gibi önemli fotoğraf sanatçılarının siyah beyaz ve renkli kompozisyonlarına, Beat Zoderer’in bu mekân icin özel olarak tasarlamış olduğu tavan heykeli eşlik etmektedir. Alan Rath, Shirley Shor gibi sanatçılara ait video heykellerinin de yer aldığı bu bölümde dikkati çeken önemli unsur, Borusan koleksiyonunda bulunan farklı çalışmaların birlikte sunumudur. Birbiriyle organik bir bütünlük içinde olan çalışmaların bir araya gelmesiyle gelişen koleksiyonun değişik karakterine ait izler bu odada yer almaktadır.
KAT 8
Perili Köşk’te kapsamlı toplantıların yapıldığı bu katta, Jerry Zeniuk’un mekân için özel olarak gerçekleştirdiği bir duvar resmi ve Keith Sonnier’in neon heykeli yer almaktadır. Boğaziçi’nin en etkileyici manzaralarından birinin yer aldığı bu mekânda Zeniuk son derece dikkatli bir şekilde bu manzarada gözükmeyen, sarı, turuncu, turkuaz renklerinden hareket ederek mekânın tamamını adeta kuşatan bir çalışma gerçekleştirmiştir. Birbirinden farklı olan renklerin ön plana çıktığı bu duvar çalışmasındaki dingin atmosfer, Sonnier’in çalışmasında yer alan neon renklerin de katılımıyla desteklenir. İdeal bir çalışma mekânı olmasının ötesinde renklerin bütünleyici özellikleri izleyicileri sanat hakkında düşünmeye davet eder.
KAT 9
İkinci boğaz köprüsüne yakın duran, iki farklı büyüklükteki teras bu katta izleyicilere kelimenin tam anlamıyla büyüleyici bir panoramik manzara sunar. Doğudan batıya İstanbul’un silüetini ortaya koyan iki terasta, Beat Zoderer, Andrew Rogers ve Ekrem Yalçındağ’ın çalışmaları yer almaktadır.
|
|
Serginizi burada duyurabilirsiniz...
Hizmetlerimiz
sergirehberi@gmail.com
|
|
|
|