|
| |
Dans Edemediğim Devrim, Benim Değildir
Halil Altındere
Sergisi
15.09.2011 - 12.11.2011
Pilot Galeri
Sıraselviler Cad. No: 85/A
Taksim
Beyoğlu
İstanbul
212-245 55 05
www.pilotgaleri.com
|
Basin Bulteni
"Dans edemediğim devrim, benim değildir" | Halil Altindere | 15 Eylül - 12 Kasım 2011
Curator: René Block
PILOT Galeri
Sıraselviler Cad. No:83/2
Beyoglu/Istanbul
Açılış: 15 Eylül (17:00-21:00)
HALİL ALTINDERE, PİLOT’TA!
PİLOT Galeri, kapılarını, Türkiye güncel sanat pratiğinin önde gelen isimlerinden Halil Altındere ile açıyor!
Küratörlüğünü sanat dünyasının yakından tanıdığı Alman küratör René Block’un üstlendiği “Dans Edemediğim Devrim, Benim Değildir” başlıklı sergi, 15 Eylül-12 Kasım tarihleri arasında görülebilecek.
Halil Altındere, politik, sosyal ve kültürel kodları manipüle eden, devletin resmi materyallerini yeniden tanımlayan/ tartışmaya açan erken dönem yıkıcı çalışmalarıyla gündeme geldi. Dokunulması neredeyse imkansızlaşmış konulara ve Türkiye’nin derin mevzularına eğilerek, milliyetçi ideolojilerin eleştirisine yoğunlaştı. Dili, üslubu, tabulara karşı aldığı cesur tutum ve sürekli kendini yenileyen tavrıyla, ‘95 Kuşağı’ olarak adlandırılan jenerasyonun öncü isimlerinden biri oldu. Yeni dönem çalışmalarında, politik tutumunu sürdürmekle birlikte, gelenekle modernite, altkültürler, azınlıklar, marjinaller, kenara itilmişler, pop ikonlar ve kült karakterler üzerine eğilmektedir. Altındere'nin hazırladığı yayınlar ve küratörlüğünü üstlendiği sergiler de işlerindeki politik tutumu bütünlemektedir.
Sanatçının üretim alanı sokaktır; malzemelerini gündelik yaşamdan bulur ve gerçek hayattan buluntu nesneleri işleyerek, anlamları sorgular. Altındere’nin eserleri, toplumu nasıl tanımladığımız, onu bir arada tutan mekanizmaların ne olduğu ve siyaset, tabu ya da geleneklerin bu esnada hangi rolü oynadığı sorularıyla haşır neşir olur. Kültürel kimlik, milliyetçilik, şovenizm, otoriter yapı ya da sanat içindeki statükoyla, muhalefetle ilgili olan işleri aynı zamanda sanatı bir eleştiri ve direniş aracı olarak kullanma imkânına da işaret eder.
Altındere’nin son dört yıla yayılan çalışmalarını kapsayan ilk solo sergisinin ismi, bizi anarko-feminist teorisyen ve aktivist Emma Goldman’a atfedilen ve daha sonra özgürlükçü solun şiarlarından olmuş ünlü slogana götürüyor. Sergi, video, fotoğraf gibi sanatçının çoklukla kullandığı medyumların yanısıra, altından tenekeye, bronzdan balmumuna uzanan geniş bir skalada ürettiği heykelleri, yağlıboya tabloları ve performansları içeriyor. Malzemesini, her seferinde fikrin ihtiyacına göre belirleyen Altındere, gündelik yaşamın sıradan nesnelerini olduğu kadar, zamanında önemi anlaşılmayan değerleri ve sıçrama anlarını fark edip, kendi diline çevirme konusunda benzersiz bir örnek teşkil ediyor. Sergide yer alan çalışmaların neredeyse hepsi, ilk kez izleyiciyle buluşuyor.
Goldman’ın sözlerini tarihe altın harflerle yazmak ereğiyle, kadınlar için ürettiği 3 altın kolye, Altındere için bir takı olmanın yanısıra taşınabilir/mobil sanat eserleri. “Dans edemediğim devrim benim değildir”, “Masamdaki gülleri, boynumdaki mücevherlere tercih ederim” savsözlerini taşıyan genç kadınların fotoğrafları da, Goldman’a yaraşır güçte ve karakterde.
Sanatçının, 2007 yılında katıldığı, dünyanın en önemli sergilerinden biri olarak görülen Documenta 12’de göstermiş olduğu “Dengbêjler”(2007) isimli çalışması, Mezopotamya Üçlemesi’nin ilk ayağını ve serginin çekirdeğini oluşturuyor. Yüzyıllar boyunca sözlü tarih aktarımının özneleri Dengbêjlerin, yok olmaya yüz tutan kültürlerinin peşinden giderek, gelenek ve moderniteyle eğlenceli bir oyun oynuyor. Erkekler divanı, aşk, kahramanlık, savaş ve kayıplarını kelam ederken, her şey son sahneye kadar yolunda görünüyor. Üçlemenin son ayağı olan “Oracle”(2010)’da, Dengbêjlik kültürünü doğuranlara, yani ağıtçı kadınlara kulak veriliyor. Kadınlar, gerçekle rüya arasındaki eşikte, tarihi ve coğrafyayı arşınlarken, dünya kültürünün acımasızlığını, su politikalarının çıkmazlarını, eşitsizliğin kaynaklarını, bir kahve falı bakar gibi okuyorlar. “Mirage”(2008) ise, filmi geriye sarıyor ve Hasankeyf’in bugünü ile olası geleceği arasındaki gerilimi katediyor.
Altındere’nin Türkiye film tarihinin en önemli karakterlerinden biri olan Metin Erksan’a duyduğu ilgi ve ona atfen ürettiği üç çalışma serginin diğer ayağını oluşturuyor. Erksan’ın üretildikten 20 sene sonra bile gösterim şansı bulamayan kült filmi Sevmek Zamanı (1965), sanatçının kara sevda üçlemesinin ilk fotografik çalışması. İmaja aşık olmak fikri üzerinden, ucu sanatsal yaratıma dokunan bir düşünsel tabana uzanıyor. Kara sevda üçlemesinin ikinci ayağındaki Suçlular Aramızda (1964) filmi, benzer bir imaj/gerçeklik dilemmasını işliyor. Üçüncü çalışma ise bizi Erksan'ın kritik filmlerinden “Sensiz Yaşayamam”(1977)’a gönderiyor.
Altındere’nin 20’yi aşkın yeni çalışmasının birarada görülebileceği bu ilk solo sergisi, 15 Eylül- 12 Kasım tarihleri arasında PİLOT’ta ziyaret edilebilir.
Halil Altındere
1990’lı yılların ortalarından başlayarak güncel sanatın en aktif figürlerinden biri olan Altındere, Documenta 12(2007), İstanbul Bienali(1997 ve 2005), Sharjah(2009), Manifesta(2002), Sao Paolo(1998), Cetinje(2002) ve Guwangju(2002) gibi birçok önemli bienalin katılımcılarından oldu. Yanısıra eserleri, Center Georges Pompidou, Paul Klee Center, Petach-Tikva Museum, Frye Art Museum ve Chealsea Art Museum gibi dünyanın dört bir yanındaki müzelerde gösterildi.
Sanatçılığının yanısıra küratör olarak da yankı uyandıran çalışmalara imza atan Altındere, aralarında, “Fikirler Suça Dönüşünce” (2010), “Gerçekçi ol, imkânsızı iste”,(2007), Freekick(2005), “Seni Öldüreceğim İçin Çok Üzgünüm”(2003), “Kötüyüm ve Gurur Duyuyorum”(2002) sergilerinin olduğu birçok serginin küratörlüğünü yapmıştır.
Yayıncı kimliği ile de tanınan Altındere, 1999 yılından beri art-ist Güncel Sanat Dergisi’nin yayıncısı ve genel yayın yönetmenidir. Alanında bir ilk olma özelliği taşıyan “Kullanma Kılavuzu, 1986-2006 Türkiye’de Güncel Sanat” isimli kitabın eş editorü ve Türkiyeli genç güncel sanatçılara yönelik hazırlanan sanatçı kitapları dizisinin yayın yönetmenidir. Sanatçı, Süreyyya Evren ile birlikte “101 YAPIT” isimli kitabın editörlüğünü yapmıştır.
1971 Mardin doğumlu Halil Altındere, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.
René Block
İlk galerisini 1964 yılında Berlin’de açan René Block, aynı tarihlerde Neue Berliner Kunstverein, Berliner Festwochen ve Akademie der Künste’de küratör olarak çalışmaya başladı. Sanat tarihinde önemli bir yeri olan Fluxus akımının en büyük destekçilerinden biri oldu.
1997-2006 yılları arasında Kassel’de yer alan Kunsthalle Fridericianum’da direktörlük yaptı. 52. Venedik Bienali (2007)’nde küratörlüğünü yaptığı Nordik Pavyonu’ndan sonra büyük uluslararası projeler yapmaya son verdiğini açıkladı. Aynı yıl, Berlin’de, Türkiye Güncel Sanatı için bir platform olmasını amaçladığı TANAS isimli sanat mekânını kurdu.
Berlin ve New York'taki galerilerinde Beuys, Paik gibi sanatçıları dünyaya tanıtan Block, düzenlediği sergi ve performanslarla güncel sanatın akışını değiştirdi. 4. İstanbul Bienali'nin de küratörü olan Block, yaptığı sergi, kitap ve konuşmalarla, Türkiye'den sanatçıların yurtdışında tanınmasında çok önemli bir rol oynadı. “İstiklal Serüveni”, “90 Günde Dünyayı Kurtarmak Kolay Değil” sergileri ve YKY Sanatçı Monografileri Dizisi, Block’un yakın dönemde Türkiyeli sanatçılarla birlikte hazırladığı yakın dönem üretimler arasında.
|
|
Serginizi
burada duyurabilirsiniz...
Hizmetlerimiz
sergirehberi@gmail.com
|
|
|
|
