sergirehberi.com

 
SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Haftanın Sergileri  •  Güncel Sergiler  •  Gelecek Sergiler  •  Geçmiş Sergiler

Sınır
Duygu 
Süzen

Resim Sergisi



03.01.2011 - 31.01.2011



Galeri Merkur 
 

Mim Kemal Öke Cad. No: 12 D: 2 Erenler Apt.
Nişantaşı Şişli İstanbul

212-231 69 87


www.galerimerkur.com






Basın Bülteni Genel Bilgi


Genel Bilgi




Duygu Süzen’in resimlerine bakarken akla Çin manzaralarını andıran manzaralar gelir. Süzen’in ağırlıklı olarak füzenle ürettiği bu manzaralar, doğanın bir temsilini yansıtmak ona bakarak edindiği izlenimleri izleyiciyle paylaşmaktan çok kendi düşlerinin manzarasını göze getirir. Doğu ressamlarının pek sevdiği şehveti, çizgiyi ve köpüğü özetleyen dalgalar, Süzen’in resimlerinde yerini bulutlara bırakır.

Büyük Çin manzaracılarının izindeki genç sanatçı büyük Romantik ressamlardan da fırtına öncesinin gerilimini ödünç alır. Bu iki gelenek arasında gidip gelen melez not defterleridir onun manzaraları… Değişen doğadan çok değişen kişiliğini, ruhun gelgitlerini, ele geçirilemezliğini kimi zaman füzen kimi zaman mürekkep ve renkli boyayla not ettiği… Süzen, bu kimi zaman füzen kimi zaman mürekkep ya da yağlıboyayla oluşturduğu manzara aracılığıyla gerçekten uzaklaşmaz, gerçeğe yakınlaşmaz ama ona doğrudan bakmaya da tenezzül etmez. Manzara, gerçeğe dolaylı bakmanın aracıdır. Manzara aracılığıyla gerçek dünyayla arasında bir sınır çekebilecektir. Bu sınırı çekebiliyor olmasını da yine manzaraya borçlu olacaktır.

Sanatçının çektiği sınır aslında resmi yapmaya başlamadan önce sınırsızlığın kendisidir. Bu çekilmeden önce sınırsız olan sınırda, genellikle yoğun, dolu, patlamaya hazır bulutlara kucaklık etmekte cömertliğini esirgemeyen gökyüzü, sadece kendisine de işaret ediyor olabilir, onu oluşturan elin duygu dünyasına da… Seçim izleyicinindir. Bu kez sınırı o çekmelidir. Dolayısıyla bu resimlerin doğasını, doğanın kendisi kadar, beyaz tuval önünde bulduğu düşlerinin manzarası, sanatçının doğası oluşturur.

Tang hanedanı döneminde Çin resminde Şu-Şang-We’nin hatçı Yen Şan-Şing için yazdığı satırlar bu resimler karşısında kulağımıza küpe olabilir:
“Noktaları çakıllara benzer, fırça vuruşları ince yaz bulutlarına, köşeleri dövme altına. Eğrilerinde ise bükülmüş yay hareketi vardır.”

Tıpkı Çin manzaracıları gibi Batı’lı Romantiklerin doğası da bu not defterlerini beslemektedir. İnsanın yaşadığı dünyayı denetimi altına alması karşısında bütün geçici görünüşüne rağmen doğaya öncelik tanıyan Romantik anlayış, Süzen’in manzaraları için de geçerli olabilir. Doğaya başvururken, yaşanılan hayatla yani temsili olanla arana sınır çekerek kendini ifade etmek esastır. Manzara, resim, dünya, kozmos, deniz, doğa, kent, mekan hepsi birbirinin içinde ve aslında bir bütün değiller midir? Süzen, sınırsız olmak için çektiği sınırda bakıştan ziyade, hatta bakışla birlikte duymayı; algıyı çağırdığı resimlerinde aslında kesintisizliği diler. Batı’nın, Doğu’nun, kentin, rutinin, trafiğin, merkezin, sinirin kesintiye uğrattığı algıyı tamamlamayı, doldurmayı, dindirmeyi arzular. Bize ve kendisine bu yüzden bir manzara bahşeder. Menazır ederek tamamlayacağımız bu manzara karşısında şifa bulur muyuz bilinmez ama gezinerek kendi doğamızı keşfetmek mümkündür ve hatta acil bir ihtiyaçtır.

Ayşegül Sönmez






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi