sergirehberi.com

 
SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Haftanın Sergileri  •  Güncel Sergiler  •  Gelecek Sergiler  •  Geçmiş Sergiler

Aklımda Bir Yer
Banu 
Çolak

Sergisi



07.09.2018 - 20.10.2018



Rem Art Space 
 

Çukurcuma Cad. No: 20
Çukurcuma Beyoğlu İstanbul

212-245 25 40


www.remartspace.org






Basın Bülteni


Basin Bulteni


Aklımda Bir Yer | Banu Çolak


Günümüz sosyo-politik düzeninde sınırlar birbirine
yaklaşırken büyüyen mülteci krizi; kimlik,
enternasyonalizm ve vatandaşlık karmaşasına yol
açmaktayken yer, aidiyet ve ani sorgulamaları
giderek daha önemli hale gelmektedir. Sınırların ve
diasporaların sayısındaki artışla birlikte; aidiyet, ev
ve mekanın anlamı giderek belirsizleşmekte, göç ve
çok kültürcülük deneyimleri de çağdaş sanatçılar
tarafından kuramlaştırılmaktadır. Irit Rogoff, ‘Orta
Doğu'dan Çağdaş Sanat: Küresel Söylemlerle
Bölgesel Etkileşimler'de; artık fiziki olarak mümkün
olmayan ancak derin kökleri ile gerçeklik olarak
algıladığımız yer ve mekan arasındaki ilişkiyi
harekete geçirmek için ‘bölgesel hayal etme'
kavramını kullanır. Yer ve kartografya'nın kökenleri
incelendiğinde, haritaların hem hayali hem de
hiper-gerçekçi alemlerle, eski ve yeni dünyalara
açılan, fikir üreten geçiş kapıları olduğu görülmekte,
bu nedenle de haritaların kendilerinin estetik
boyutlara sahip olması, haritalama süreç ve
tekniklerinin, farklı sanatsal alanlarda güçlü bir
paradigma haline gelmesi şaşırtıcı değildir. Banu
Çolak Birleşik Arap Emirlikleri'nde kendi diasporik
deneyimlerinden esinlenen son dönem çalışmaların
da, arazi ve toprak yörüngelerini haritalardan ödünç
alarak yorumlar, manipüle ederek yeniden
yapılandırır.

Aklım da Bir Yer isimli serisinde Çolak; hayali yerlerin
kavramlaştırılması ve temsilini ruhani uygulamalar
eşliğinde deneyimler. Çolak'ın kimi zaman resimlerin
de, kimi zaman tekstil malzeme üzerindeki dikiş
işlemelerin de ya da mixed media çalışmaların da
görülen tekrarlanan çiçek motifleri, kesikler, grid
çizgileri, eş zamanlı bir yer değiştirme ve tasavvur
hissiyle imgelemi bozar. Çolak'ın çalışmaları, varlık
ve yokluk ikilemini, manzara üzerinden, doğal ve
insan yapımı aktivitelerin yanı sıra antik ve çağdaş
yapıların izlerini sürerek araştır. Ortadoğu mazarası
tarihsel olarak; William Holman Hunt'un 1854 tarihli
‘The Scapegoat' adlı eserinden, 1991 yılındaki ‘Çöl
Fırtınası' (Körfez Harekatı)' nda ki medya imajlarına
kadar medeniyetin olmadığı ıssız bir yer olarak tasvir
edilmişti. 19. Yüzyıla ait geleneksel romantik
manzara resimlerine dayanan Çolak'ın işlerinde ise
Ortadoğu manzarası; romantizm ve doğanın karşı
konulmaz gücünün kullanıldığı bir nostalji
duygusunu betimler.

Yunanca kökenli nóstos /eve dönüş/ ve álgos
/özlem/ dan türeyen nostalji; artık var olmayan veya
hiç var olmamış bir eve özlem olarak da
tanımlanabilir. Bu anlam da nostalji; kayıp, yerinden
olma hissi hem de kişinin kendi fantezisiyle
olusturduğu bir romantizm, yerel özlemin bir ifadesi
olarak ‘yerel' ve ‘evrensel' ayrımını mümkün kılan
yeni bir zaman ve mekan anlayışının sonucudur.
Sanatcının son yıllardaki diasporik deneyimleri ve
Ortadoğu da yaşayan Türk diasporasının tarihi
etkileri göz önünde bulundurulduğunda; Çolak‘ın
işlerin de aidiyet eksikliğine karşın, düşünceli bir
şekilde güçlü bir konumluluk ve süreklilik duygusu
görülür. İslam sanatının ilk örneklerine benzer olarak
Çolak; klasik ve İran dekoratif sanatın da görülen
tema ve motiflere benzeyen tekrarlanan çiçek
imgeleri kullanır. İslam bahçelerin en basit
anlamdaki temel kare düzenini kullanıldığı, her bir
çalışma Ortadoğu'nun kurak manzarasına atıfta
bulunan adanmış ve iyilestirici bir deneyim yaratır.

‘Bir Bahçe' nin İnşası' nda Çolak; hyperrealist, haz
uyandıran çiçek motiflerini bir çerçeve içerisinde
kullanır, boş bırakılan boyalı çerçevenin içerisinde
sürekli devam eden, tekrarlanan desenler kesip
çıkarılır. Melez bir mimari unsur olan, ‘mashrabiya' yı
anımsatan kesik motiflerden oluşan boşluklar;
kültürel globalleşmenin ışığında değişen kültürel,
tarihsel ve politik boyutları ortaya koyan, bir değişim
süreci ve kimlik kavramlarını sorgular. Tekrarlanan
çiçek motiflerinin büyütülmüş görüntüsü ile bir
çölün havadan çekilmiş imajı biraraya getirilerek
hazırlanan ‘Çölde Bir Bahçe Kazmak', 24 adet elle
kesilmiş, büyük boyutlu kağıttan oluşur.
Kartografyanın ve Ortadoğu manzarasının ruhuna
inen ‘Çöl Çiçekleri ile Çare Arama' da ise Çolak; bu
bölgeye ait bitkilerin imajlarini, haritalarda kullanılan
ızgara sistemi ile birlikte kullanarak ham kanvas
üzerine işler. Kanvas ve kağıt üzerine çalışılmış bir
minyatür parçalar kolaji olan ‘Elma Çicegi Rüyası'
nda ise üç boyutluluk ve optik yanılsama ile oynayan
Çolak, farklı pratikler üzerinde kullandığı grid sistemi
ve geometrik desenler ile gelip geçicilik ve
zamansızlık vurguları yapar.

Sergideki işler, nostalji ve yerler arasında olma
durumu ile sıradan manzaralar arasında gidip
gelirken, aynı zamanda kendi ortamında olma
kavramını da sorgular. Yakın geçmişte dünya;
yerleşik tarım, şehirler, ulus devletleri ve bilgi
teknolojileri yoluyla uzun süreli iyi bir dönemden
geçme şansı yakalamıştı ancak günümüzde, deniz
seviyeleri yükselip, iklim değişikliği adıyla bilinen
küresel karbon kirliliği, mevsimleri sıcak ve soğuk
aşırı uçlara itmeye başladığında, insanlığın doğa ile
ilişkisini tanımlayan ‘Antroposen' terimi atmosferik
kimyacı ve Nobel ödüllü Paul Crutzen tarafından
2000 yılında ortaya atıldı. Mevcut sosyo-politik ve
coğrafi iklimin endişe verici durumun da Çevresel
Veri ve Yönetişim İnisiyatifi (EDGI) tarafından
yayınlanan bir raporda, çeşitli devlet kurumlarının,
özellikle EPA'nın (Çevre Koruma Ajansıiklim
değişikliği konusunda internet içeriğini kaldırdığı
veya azalttığı belirtildi. Bir yıldan fazla süredir
binlerce hükümet web sayfasını izlendi. Bazı
sitelerde “iklim değişikliği”, sürdürülebilirlik ve ya
esneklik gibi kelimelerle değiştirilmiş, bazı web
sayfalarinda ise, iklim değişikliğinin tamamen
kaldırılmış olduğu görüldü. Bu tür sistematik
değiştirme ve silinmelerin, hükümetlerin ve
şirketlerin çoğunluğunun, çevresel yıkımı
durdurmaya çalışmak yerine, mevcut durumu
devam ettirerek, düzelmeye az teşvikte
bulunduklarını göstermektedir. Bu anlamda,
insanlığın kolektif faaliyeti, medeniyetin ekolojik
temelini yok etmekte ve gerçeği hafifletebilecek
kolektif bir kurum henüz bulunmamaktadır.

İster politik manzaralardan isterse geçici iklimlerin
şiddetli ilerleyişinden olsun, bizler nostaljik
davranışları çağrıştıran sürekli bir inkar
durumundayız. Türkiye'nin şu andaki jeopolitik
manzarası düşünüldüğün de; Orta Doğu'daki savaş
bölgelerinden kaçanlar için Türk Manzarası, umut,
özgürlük ve daha iyi bir yaşam potansiyelini
sembolize ederken Türkiye'den daha iyi bir yaşam
için göç etmiş olanlar için ise, bu manzara geride
bıraktıkları nostaljik ve değişmez bir yer. Aklımda bir
Yer, yanlızca parçalarda, anı ve fantezi arasında, bu
dünyada ya da bu dünya da olmayan bir yerler de.

Huma Kabakçı






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi