sergirehberi.com

 
SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Haftanın Sergileri  •  Güncel Sergiler  •  Gelecek Sergiler  •  Geçmiş Sergiler

PastPresentFuture: UniCredit Koleksiyonu'ndan Bir Seçki



06.11.2010 - 07.01.2011



Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi 
 

İstiklal Cad. No: 285
Galatasaray Beyoğlu İstanbul

212-252 47 00


Hafta İçi 10:00-19:00, Cumartesi 10:00-18:00, Pazar 13:00-18:00 saatleri arasında gezilebilir.



Detay Bilgi Genel Bilgi


Detay Bilgi


E PLURIBIS UNUM * / çokluk içinde birlik

Koleksiyon

Günümüzde, sanatçılara ve eserlerine hızlı ulaşma mecburiyeti, bu eserleri koruma ve kolektif hafızaya görselleşmiş tavırlar olarak ekleme zorunluluğu. [...] Mecazi konuşursak: kendini bir çeşitlilik akışıyla dolduran bir çanak olarak banka, tıpkı Tony Cragg'in, Londra'daki HypoVereinsbank'te bulunan Schussel [Kâse] isimli eseri gibi. 2000 yılında yayımlanan, HypoVereinsbank'in en önemli eserlerinden yüz kadarını bir araya getiren kataloğa yazdığı giriş yazısını böyle noktalıyor Harald Szeemann. Günümüzde, bu kehanetten ve bu imgeden yola çıkma ve Group'un şu andaki büyük koleksiyonunu oluşturan eser seçkisini ilk defa sunma arzusundayız, Koleksiyon, bazı farklı Avrupa bankalarının ilerici birleşmeleri sonucunda biçimlendi ve İtalyan temel şirket UniCredit'in, Avusturyalı Bank Austria’nın ve yukarıda adı geçen HypoVereinsbank'in kalite ve organik bütünlük açısından gurur verici eserlerinden oluşuyor. Koleksiyon, burada, bölgesindeki kökenlere geniş yelpazedeki faaliyetleriyle bağlı olan bir kurumun, Yapı Kredi Bankası’nın koleksiyonundaki eserlerle etkileşime giriyor.

Szeemann'ın birkaç satırında, kurumların sanat koleksiyonlarının temel özelliklerini yansıtan, UniCredit koleksiyonunun ve Yapı Kredi’nin koleksiyonunun yapısını ve amaçlarını yansıtan bazı kilit unsurlar var. Birincisi, eserleri kolektif hafızanın bir bölümü olarak görmek, eserleri yalnız satın alınacak ve korunacak nesneler olarak değil, diğerleriyle paylaşılacak nesneler olarak görmek, böylece çeşitliliklerinin de sayesinde (belki de özellikle çeşitlilikleri sayesinde) bir topluluğu temsil edebilmelerini sağlamak. Bu açıdan, Tony Cragg tarafından yaratılan imge mükemmel bir örnek teşkil ediyor, nesnenin tekilliği ve duvar üzerindeki biçimini oluşturan çeşitli unsurlar arasında gidip geliyor: çok sayıda parçanın bir araya gelmesiyle oluşuyor bu biçim, gene de her parça tanınabilirliğini koruyor. Sergi ve ona eşlik eden katalog bu özellikleri vurgulayacak ve ufak sunumlar yoluyla saptayacak biçimde tasarlandı, serginin başlığı da bu özelliklerin temel unsurlarından birini vurguluyor: bu koleksiyonun başlatıldığı ve büyüdüğü, art arda gelen çeşitli zamanlar ve biçimler.

PastPresentFuture (GeçmişŞimdiGelecek) iki değişik biçimde anlaşılacak bir başlık: bir yandan 16. yüzyıldan günümüze değin, birçok farklı alanda yaratılmış eserleri kapsıyor, öte yandan değişik zamanlarda, değişik biçimlerde ve değişik amaçlarla oluşturulmuş koleksiyonlardan yararlanıyor. Serginin ana çerçevesini, fizyonomisini tanımlamak, bir dizi–hem zamanları hem de yöntemleri açısından– değişik parçayı bir araya getirme meselesi haline geldi, bu sırada da her kimliği ayrı ayrı muhafaza etmek ve genel anlamda bütünlük sağlayan, anlaşılır ve özgün bir biçimin ana hatlarını çizmek amaçlandı. İçinde geçmişin, şimdinin ve geleceğin, hem orijinal koleksiyonların hem de teker teker eserlerin süregelen bir diyalog içine sokulabileceği bir biçim bu; alışılmadık bir homojenlik değil de bir bütünlük hissi taşıyan, çok çeşitli bir görsel ve tarihi panaroma sağlama gücüne sahip, daha uyarıcı bir ilişkiler yumağına can veren bir biçim.
[...]


Sergi

Böylece–birçok değişik seyirci ve toplumsal bağlamla etkileşime geçmek amacıyla gezici bir sergi olarak tasarlanan–sergi, bir dizi prestijli ve büyüleyici şaheser içerse de, yalnızca bunları sergileme arzusundan ziyade, koleksiyonun yapısı ve kamusal ilgi oluşturma kabiliyetiyle ilgili bir dizi uyaran ve düşünce üzerine kurulu. Aynı zamanda, başta değinildiği gibi, parçalardan oluşan bir anlatıya açık bir anlam verme gerekliliği var, diğer bir deyişle, görünüşte bağlantısız gibi görünen bir dizi öğeyi kullanarak bir anlatı kurma gerekliliği var. Şüphesiz, mali kasların esnetilmesi ve ardından bir beğeninin dayatılmasından ibaret olmayan tüm sergiler için önceden gerekli olan şeyler bunlar. Ancak şu durumda amaç, çok daha geniş çaplı stratejik bir vizyonun parçası olan bir dizi değeri yansıtmak; sergilenen eserler aracılığıyla, önemleri daha direkt olarak fark edilebilecek olan değerler bunlar.

Bu değerlerden ilki, şüphesiz biçimde, diyaloğun değeri: duvarlardaki eser dizilerine nüfuz eden bir diyalog, bir karşılaştırma hissi var ve bu his serginin genel havasını belirliyor. Başta zaman düzeyinde olmak üzere birçok düzeyde gerçekleşen bir diyalog bu. Zaman içerisinde böylesine farklı dönemlerde, sosyo-kültürel açıdan birbirinden böylesine uzak bağlamlarda yaratılmış eserlerin, karşılaştırmaya karşı koyan amaçlarla bir araya getirilmesinin temelinde bir provokasyon girişimi yatmıyor, artık kullanılmayan bir ilke olan épater les bourgeois da yatmıyor, bu ilkeyi günümüzde canlandıranlar yalnızca geçici ve uzun vadede anlamsız bir hayret yaratmak isteyenler. Aksine, temelde yatan arzu, eserler arasındaki gizli bağları saptayıp altlarını çizmek, bir kopukluk hissi yerine bir devamlılık hissi üzerine kurulu bir karşılaştırmayı teşvik etmek. Aynı şekilde, doğaları gereği çeşitli olan sanat biçimlerinin ve ifade araçlarının–aynı zamanda tarihi kimliklerin–birbirinin yerini alması, resimden fotoğrafa ve fotoğraftan yerleştirmeye geçiş, değişik biçimlerde ifade edilebilecek bir dizi ortak ihtiyaç ve unsurun yarattığı ortak zeminde gerçekleşen bir diyaloğa işaret ediyor.
[...]

Walter Guadagnini


* Alıntılar: Walter Guadagnini, “E Pluribus Unum”, PastPresentFuture sergi kataloğu, Skira-YKY, 2010, s. 25-39.






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi