sergirehberi.com


SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Tüm Sanatçılar Güncel Sergisi Olan Sanatçılar


Zühtü Müritoğlu






SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi    Gelecek Sergi    Geçmiş Sergiler    Görseller

Özgeçmiş   


ZÜHTÜ MÜRİDOĞLU (1906- 1992)

29 Ocak 1906'da İstanbul'da doğan Müridoğlu, Cezayirli Hasan Paşa İlkokulu ve Kasımpaşa Numune Rüştiyesi'nde eğitim görür. Kabataş İdadisi'ndeki eğitimini tamamlamaz; bir süre çeşitli mesleklerde çalışır. On yedi yaşındayken Muhsin Ertuğrul ile görüşür ve altı ay süreyle Muhsin Ertuğrul'un Ferah Tiyatrosu'nda çalışır. Ancak yeteneğinin olmadığını düşünerek tiyatrodan ayrılır. Aynı yıl, evde tavan arasında ağabeyinin resim kutusunu bulması Müridoğlu'nun hayatına yeni bir yön çizer: "Resim kutusu gayet de görkemliydi. Evvela açmak için çok uğraştım. Baktım: Boyalar boyalar, fırçalar, hatta birkaç da resim kağıdı -ama karton gibi- vardı gibime geliyor. Nasıl boyanır, nasıl sürülür, tüpten nasıl boya çıkar bildiğim filan yok. O tüpü sıktım, yüzüm gözüm boya oldu, sürdüm bir yerlere. O sıralarda bir rastlantı Mithat'la tanıştım. O, 'Çok güzel bu boyalar, bu boyalar eski boyalar, yok şimdi' dedi. Nasıl boyanır, nasıl karıştırılır anlattı. Birkaç defa da Mithat'la çıktık, kırlarda resim filan yaptık. Mithat'ın resmine bakıyorum. O oraya ağaç koymuş, ben de koyuyorum. Benim ağaç, ağaca benzemiyor ama, birdenbire sardı beni." (Zühtü Müridoğlu Anı Sergisi Kataloğu, Akbank Kültür Sanat Yay., İstanbul, 2000, s.2.)

Zühtü Müridoğlu, Sanayi-i Nefise Mektebi öğrencisi Mithat Özar'ın teşvikiyle 1924 yılında bu kurumun resim bölümüne girer. Üç dört ay kadar Hikmet Onat'ın atölyesinde çalışır; ancak Onat, Müridoğlu'nun desenini beğenmez. Turgut Zaim, deseninin kuvvetlenmesine yardımcı olacağı düşüncesiyle ona çamur çalışmasını ve modelaj yapmasını önerir. Böylelikle Müridoğlu, İhsan Özsoy atölyesinde modelaj çalışmaları yapmaya başlar. Gittikçe heykele ısınır ve İhsan Özsoy'un cesaretlendirmesi sonucunda bölüm değiştirerek heykel öğreniminde karar kılar.

1928 yılında Avrupa konkurunu kazanarak Paris'e gider ve 1932 yılına kadar Colarossi Akademisi'nde Marcel Gimond'un atölyesinde çalışır. Bu arada Ecole du Louvre'un Sanat Tarihi ve Sorbonne'un Estetik kurslarını takip eder.

Zühtü Müridoğlu, 1932 yılında Türkiye'ye döner ve Samsun Erkek Lisesi'ne resim öğretmeni olarak atanır. Aynı yıl, Eylül ayında Topkapı Sarayı Alay Köşkü'nde ilk kişisel sergisini açar. Bu sergi, aynı zamanda Türkiye'de açılan ilk heykel sergisidir.

1933 yılında D Grubu'nun kuruluşunda yer alır. 1936 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin heykeltıraşlığına getirilir. 1939 yılında 9 ay süreyle Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü öğretmenliğine nakledilir ve nihayet 1940 yılında Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümü öğretmenliği görevini alır. 1947-49 yılları arasında Müridoğlu yeniden Paris'e gider. Bu dönemde soyut sanata yönelir. 1950 yılında Paris'te çalışmalarda bulunduğu Ali Hadi Bara ile birlikte Heykel Atölyeleri'nden birinin başına geçerler. Bu, heykel bölümünde yeni bir sayfa açılması anlamına gelir. Bir yanda Belling öğrencileri ve Belling'in klasik eğitimi; diğer yanda Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu'nun yönettiği yani atölye, yeni eğitim…

Zühtü Müridoğlu, 1932 itibariyle düzenli olarak Devlet Resim Heykel Sergileri'ne katılmış; yurtiçinde kişisel sergiler açmış ve çeşitli sergilere katılmış; yurtdışı sergilerinde Türkiye'yi temsil etmiştir. Sanatçının Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim Heykel Müzesi, Ankara Resim Heykel Müzesi'nde ve çeşitli özel koleksiyonlarda bulunan yapıtlarının yanı sıra; çeşitli anıt uygulamaları da bulunmaktadır. Bunlardan İstanbul Beşiktaş Barbaros Anıtı (1942) ve Zonguldak Atlı Atatürk/ İnönü heykellerini (1946) Hadi Bara ile birlikte gerçekleştirmiş; ayrıca Anıtkabir rölyefleri (1953), Büyükada Atatürk Anıtı (1965) ve Muş Atatürk Anıtı'na (1965) da imzasını atmıştır.

13 Temmuz 1971'de emekli olarak Akademi'den ayrılan ve 1992 yılında İstanbul'da ölen Zühtü Müridoğlu, Türk Plastik Sanatlar Tarihi'ne yapıtlarıyla olduğu kadar çeşitli sanat dergilerinde yer alan yazılarıyla da katkıda bulunmuştur. Müridoğlu'nun yapıtlarının incelenmesi bir anlamda Türk Heykel Tarihi'nin dökümünü koyar ortaya. Sanatçı, 1947 yani ikinci Paris dönemi öncesinde Despiau ve Gimond'un etkisiyle natüralist duyarlılıkta eserler verir. Paris dönemi sonrasında soyuta yönelen sanatçı taş, bakır, ağaç gibi çeşitli malzemeler kullanarak malzemenin diline göre form oluşturma çabasına girer. Ağaç dallarını ayıklayıp cilalayarak ya da kimi zaman üzerlerini bakır levhalarla kaplayarak Hüseyin Gezer'in tabiriyle "doğa arıtması" (Hüseyin Gezer, Cumhuriyet Dönemi Türk Heykeli, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 1983, s.109.) olarak nitelendirilebilecek çalışmalar gerçekleştirir. Nitekim ağaç, zamanla temel malzemesi haline gelir ve 1955 yılında asıl atölyeyi Hadi Bara'ya bırakarak ağaç uygulama atölyesine geçer.

Müridoğlu, Akademi'den ayrıldığı yıllarda yeniden figüre döner ve daha çok küçük boyutlu heykeller yapar. Son dönemlerinde, özellikle "Balerinler" dizisinde Giacometti'nin incelip uzayan figürlerinin etkisinde kaldığı görülür.






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi