SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi
Gelecek Sergi
Geçmiş Sergiler
Görseller
Şakir Eczacıbaşı'ndan İzlenimler - Nüvit Özdoğru, 1977
Şakir Eczacıbaşı'ndan İzlenimler
Nüvit Özdoğru, 1977
… Gerçekten, bir fotoğrafta ne ararsanız; denge, ritim, proporsiyon, belirginlik, yorum, kalıcı bir imge, seçme gücü, soyutlama gücü, sanatçı dürüstlüğü - aklınıza ne gelirse - Şakir'de vardır. Bu aradıklarınızı Şakir'in her tür fotoğrafında görebilirsiniz: Gecekondu semtlerinde, gecekondu evlerinin ayrıntılarında, ayrıntıların ayrıntılarında, kent, köy ve doğa görünümlerinde, belgeciliğin egemen olduğu resimlerde, gazeteciliğin, röportajcılığın ağır bastığı çocuklu, kadınlı, kalabalıklı fotoğraflarda, renk ve biçimin tadına doya doya varabilmek ve imgelemi alabildiğine kamçılayabilmek için ayrıntılardan oluşturulan soyutlamalarda…
Sözünü ettiğimiz bu fotoğrafta olduğu gibi, Şakir'in pek çok resminde yüzleri, gözleri görmüyorsunuz ama siz tamamlıyorsunuz. Vermeer'deki gibi. Kapı var, pencere var, saksı var. Kapı biraz aralık… Siz tamamlıyorsunuz. Şiir gibi… Birer hay-ku...
Şakir'in balıkçılarında Sait Faik var. Agop'un meyhanesinde havuz. Şişelerin üstü beyaz benek. Domates, biber kavisli; balıklara eş. Duygu zenginliği, görgü zenginliği… Mizah: Kadınlar leylek olmuş, tünemişler yuvada. Pencerede Whistler'in annesi oturuyor. Göreme'de köy düğünü… İstanbul'da kör döğüşü…
Çöplüklerde ne güzellikler gizli. Çirkinliklerden arınmış.
Evet sandallarda Sait Faik var. Sabahattin Eyuboğlu'nun fırıldaklarında Miro. Demir parmaklıklardan gölgeler sızıyor: Kûfî.
Şakir mistisizmle uğraşmamış. Oysa o selvili görünümlerde de Corot var. O sayısız şişelerde, tenekelerde ne kadar Morandi var. O kapılarda, pencerelerde ne kadar var: Bembeyazla vişneden bir pencere… Mavi bir saksıda pembe "kır ponponları"… Kapkaranlık bir zemin: O karanlıkta neler yok… Görünmeyen'in anahtarı…
Çehov'da olduğu gibi, hüsranlı bir bugünle hayal edilen bir yarın arasında boşlukta sallanarak ânı yaşıyorsunuz Şakir'de.
Ânı yaşıyorsunuz sık sık. Gelecek her zaman bir hayal; geçmişse her zaman yokluk ve kayıp. Acıklı bir neşe içindesiniz. Beckett'te olduğu gibi.
Özlemin de buruk tadını tadıyorsunuz bazı bazı. Ahmet Hamdi Tanpınar'da olduğu gibi. Eskinin bizde bıraktığı boşluğa kapılarak geçmişe doğru çekiliyorsunuz o köhne kapılardan süzülerek içeri. O mezar taşlarına baktıkça "idealin serhaddinde susmuş bu insanların hikmetinde kaybolmuş bir dünyayı arıyoruz."
|
Serginizi burada duyurabilirsiniz...
Hizmetlerimiz
sergirehberi@gmail.com
|
|
|
|