SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi
Gelecek Sergi
Geçmiş Sergiler
Görseller
Fotoğrafın Yapısı ve Kimliği Üzerine Denemeler - Hilmi Yavuz
Fotoğrafın Yapısı ve Kimliği Üzerine Denemeler
Hilmi Yavuz
Çok sevgili dostum Gültekin Çizgen, fotoğraf sanatına ilişkin yazılarını derlediği kitabına, bir önsöz yazmamı istediğinde, önce doğrusu yadırgadım ama yazıları okuyunca bu işi keyifle yerine getirebileceğimi düşündüm. Bu kitap, fotoğrafın tekniğine, deyim yerindeyse zenaatkarlığına gönderme yapmıyordu; fotoğrafın asıl ve temelli sorunlarıyla ilişkilendiriyordu okuru. Fotoğrafın bağlamını, onun bir kültürel pratik oluşuyla belirliyor, kısaca fotoğrafın sorunlarını bu kuşatıcı çerçeve içerisinde irdelemeye çalışıyordu.
Gültekin'in bu bağlamda, fotoğraf ve ideloji ilişkisi üzerine söyledikler, benim de üzerinde enikonu durduğum sorunları içeriyor. Roland Barthes'in fotoğraf objesinin fotoğrafçı tarafından seçilişini "ideolojik tercih" olarak adlandırdığını biliyoruz. Dahası, "fotoğrafın kompozisyonu ve stilinin, betimlediiği gerçekliğe ve fotoğrafçının kendisine ilişkin birşeyler söyleyen ikincil bir mesaj gibi" işlev görmesi, onu, yine Barthes'in dediği gibi bir "Dil" kılar. Burada, şunu kesinleyebiliriz sanıyorum: Fotoğrafla ideloji arasındaki bağıntı, işte tastamam burada, yani Dil dolayımında kurulur. Başka türlü söylersek, fotoğraf bir Dil gibi yapılandığında bir ideoloji içerir, "ideolojik" olur.
Gültekin, resimle fotoğraf arasındaki sorunları da kurcalıyor o işlek, oturmaz zekasıyla "Fotoğraf" diyor, "ressamlara başka çıkış yolları gösterdi, resim sanatına başka idealler kazandırdı". Ne kadar doğru! Dahası, bu dönüşümün, fotoğrafla resmin sınırlarını belirsizleştirecek kerteye vardığı bile söylenebilir. Fotoğraf hangi koşullarda fotoğraf olmaktan çıkıp resme dönüşür? Fotoğrafın, objesi gerçeklik olarak alımlandığı sürece resme dönüşmesi söz konusu değil elbet. Ama, öte yandan fotoğraf, Barthes'in deyişiyle "kendini yalın birşey olarak sunan objenin saf ve yalın bir transkripsiyonu da olamaz". Öyleyse, obje hem gerçeklik'tir hem de im"…
İşe tastamam bu noktada Gültekin'le Ara Güler arasındaki görüş ayrılığı gündeme geliyor. Bana kalırsa, her ikisi de dilemma'nın ("çelişki" demek gelmiyor içimden!) iki ayrı boynuzunu tutmuş, çekiştiriyor gibiler!… Fotoğraf, objesi gerçeklik olarak alımlanırsa, sanat değil; ama, objenin "saf ve yalın bir transkripsiyonu" da değil! Bu durumda ise sanat!… Dolayısıyla herhangi bir fotoğraf kuramı, bu, Barthes'in deyişiyle, zorlu çelişkiden yola çıkmak zorunda!
Gültekin'in bu kitapta temelli olarak sorguladığı asal soruna geliyoruz: Kültürel kimlik sorununa! Gültekin, bugünün Türkiye'sinde bir aydın.
|
Serginizi / Etkinliğinizi burada duyurabilirsiniz...
Hizmetlerimiz
sergirehberi@gmail.com
|
|
|
|
|