sergirehberi.com


SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Tüm Sanatçılar Güncel Sergisi Olan Sanatçılar


Ömer Emre Yavuz






SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi    Gelecek Sergi    Geçmiş Sergiler    Görseller

Sergiler    Metinler    Metin_detay    Özgeçmiş   


Ömer Emre Yavuz'un Heykelleri Üzerine Notlar - Burcu Pelvanoğlu

Ömer Emre Yavuz'un Heykelleri Üzerine Notlar

Ömer Emre Yavuz'dan, heykelleri üzerine konuşmasını istediğimde tongaya basmışım meğer. Tongaya basmışım; çünkü Ömer, asıl konuşanın heykelleri olmasını istiyor sanıyorum. Bunu Ömer'in heykelleriyle haşır neşir oldukça daha iyi anlıyor insan. Zira Ömer'in heykeli, rastlantılar üzerine kurulu. Anladığım kadarıyla, belli bir kavram üzerinden yola çıkmaktan özellikle kaçınıyor Ömer. Daha ziyade kendini malzemenin doğasına bırakmayı yeğliyor. Ömer Emre Yavuz, metal atölyesinde çalışıyor ve genellikle endüstriyel malzemeyi, hurda demirleri kullanmayı tercih ediyor. Diğer bir deyişle, metali ezmek, bükmek, dövmek gibi işlemlerden "özenle" uzak duruyor. Endüstriyel malzemeleri, hurda demirleri yan yana getirerek, kendini malzemenin doğasına bırakarak, doğaçlama yoluyla oluşturuyor formlarını. Hurda metali kullanmak, sanatçı için bir avantaj kuşkusuz. Hem daha rahat malzeme bulabiliyor hem artık malzemeyi değerlendirebiliyor hem hızlı üretim yapabiliyor hem de deyiş yerindeyse, kendisine de sürpriz olan bir üretim sürecinden geçiyor.

Peki, bu sürpriz üretimin sonucunda ortaya neler çıkıyor? Ömer'in bu doğaçlama heykelleri için "endüstrinin canavarlaşması" tabirini kullanmak doğru olur sanırım. Gerçekten de, Ömer'in hurda demirlerden, endüstriyel malzemeden oluşturduğu heykellerine baktığımızda, onların yaratıklara, canavarlara dönüştüğünü görüyoruz. Sergide yer alan 5, 9, 11, 12 ve 13 numaralı çalışmaları bu bağlamda okumak olası…

Ömer sadece metal malzeme ile çalışmıyor. Katılmış olduğu Uluslar arası Değirmendere Ahşap Heykel Sempozyumu, Uluslar arası Marmara Adası "Prokonnessos" Mermer Heykel Sempozyumu, Hacettepe Üniversitesi Uluslar arası Mermer Heykel Sempozyumu, Almanya Fiesta de Arte ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mermer Heykel Sempozyumları bunun göstergesi. Metal malzemenin dışına çıktığı zaman, artık malzemelerden formunu oluştururken göreli olarak bıraktığı kontrolü eline alıyor Ömer. Ahşap ya da mermer heykellerinde malzeme ona değil; o malzemeye egemen oluyor. Burada heykelin ve hiç şüphesiz heykeltıraşın kuralları devreye giriyor. Formun açıklık-koyuluğu, iç espas ve dış espasın uyumu, oranlarla ne denli oynayacağı… Bunların tümü bu kez Ömer'in disipliniyle bir araya geliyor. Belirtilmesi gereken bir nokta var ki, o da Ömer'in "canavar"larının malzeme değişiminde de kendini gösterdiği. Sergide 15 numarayla yer alan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2. Mermer Heykel Sempozyumu'nda tasarladığı formda, formun üst kısmının bir yaratık başına dönüşmesi ya da sergide 3-4 numarayla yer alan Değirmendere 8.Uluslar arası Ahşap Heykel Sempozyumu'nda tasarladığı devasa böceği gibi…

Ömer Emre Yavuz'un, "endüstrinin canavarlaşması" olarak yorumladığımız formlarında, her ne kadar bunlarda malzemenin egemenliğinden bahsetsek de, uzun bir araştırma sürecinin varlığı hissediliyor. Bunu onun desenlerinde de görmek mümkün. Ömer'in yaban toplumların sanatlarına olan ilgisinin ve bu yöndeki araştırmalarının, ki sergide yer alan 7 ve 8 numaralı çalışmalar bu görüşün tanıkları, onun malzemesini konuşturmayı yeğlemesinde etkili olduğunu düşünüyorum. Yaban toplumlarda kimi zaman ölü kültüne, kimi zaman atalar kültüne hizmet eden ve kimi zaman da birtakım törenler sırasında kullanılan objelerin oluşturulmasında var olan rastlantısallık, Ömer'in heykellerindeki rastlantısallıkta,onun malzemenin kendisinden kaynaklanan sürprizlere yer vermesinde etkiliymiş gibi geliyor bana. İstanbul Resim Heykel Müzesi'nde, Afrika kabilelerine ait objelerin karşısına geçtiğinde "Asıl sanat bu!" dediğini hatırlar gibiyim bu satırları yazarken…

Bitirirken, altının çizilmesi gerektiğini düşündüğüm bir şeyi de eklemeliyim. Ömer Emre Yavuz, Rahmi Aksungur'un öğrencisi oldu; uzun yıllar Aksungur'un atölyesinde çalıştı. Bugün de pek çok çalışmayı birlikte gerçekleştiriyorlar. Doğal olarak, Ömer'in daha önceki yıllara ait heykellerinde Aksungur atölyesinin etkileri görülebiliyordu. Zira sergide 1 ve 2 numarayla yer alan, Değirmendere 3. Uluslar arası Ahşap Heykel Sempozyumu için tasarladığı form da bunu gösteriyor. Ancak asıl altı çizilmesi gereken bu değil. Asıl altı çizilmesi gereken, bugün bir "Ömer Emre Yavuz Üslubu"nun varlığı. Türk Plastik Sanatları Tarihi'ne baktığımızda, gerek resimde gerekse heykelde sanatçıların uzun yıllar, birlikte çalıştıkları hocaların etkisinden kurtulamadıklarını görüyoruz. Ömer'in heykellerine baktığımızda ise, imza aramaksızın "Ömer Emre Yavuz'un heykeli" diyebiliyorsak, bunun altını kalınca çizmemiz gerekli diye düşünüyorum.

Burcu Pelvanoğlu






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi