sergirehberi.com


SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Tüm Sanatçılar Güncel Sergisi Olan Sanatçılar


Gülsün Karamustafa






SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi    Gelecek Sergi    Geçmiş Sergiler    Görseller

Kişisel Sergiler    Karma Sergiler    Ödüller    Metinler    Metin_detay   
Metin_detay    Özgeçmiş   


GALATA:CENOVA - Teresa Macri

GALATA:CENOVA

Teresa Macri (Küratör, Sanat Tarihçi)

Gülsün Karamustafa'nın GALATA:CENOVA adlı kişisel sergisi Italya'nın Torino kentinde Alberto Peola Galerisinde 5 Şubat-20 Mart 2004 tarihleri arasında yer alıyor. Sergi adından da anlaşıldığı gibi, bir zamanlar Ceneviz kolonisi olan Istanbul'un tarihi Galata semti ile Cenova kenti arasındaki müşterek geçmişle bugünün arasında bir gidip gelme üzerine temellendirilmiş. Galata ile Cenova’yı biraraya getiren sıradan fotoğraflar, Galata'da dükkanı bulunan bir oymacının sergi için özel oymaladığı bir nesne, bir evin içine doğru açılan pencereden seyredebildiğimiz iki genç kadının makarna pişirirken yaptıkları gündelik hayat ve kendi geçmişlerine ait sohbeti izleyebileceğimiz İtalyanca bir video film serginin nesnelerini oluşturuyor. Aşağıda serginin küratörü, Teresa Macri'nin konu ile ilgili yazısını bulacaksınız.

Gülsün Karamustafa sanatçı olarak, asla gözardı edilmemesi gereken çok özel bir noktada duruyor. Günümüzde, artık kesin tanımlamalarla sınırlanamayan sanatsal kavramların ardındaki temele ait meseleleri güçlü bir biçimde irdeleyen ve pekiştiren Karamustafa, büyüleyici anlatımı ve hikaye etme yeteneği ile bizi devamlı şaşırtıyor ama asla hayal kırıklığına uğratmıyor.

Yapıtları, genel eğilimlerin ve moda olanın üzerinde uçarak süzülüyor, zevklerin kısa ömürlü taklitlerini, dikkat çekmek için yapılan jestleri bir kenara iterek, varoluşlarını sürdürmeyi başarıyor.

Gülsün Karamustafa'nın işleri, kendi hayatında da benzeri biçimde yüklendiği sezgisel bir tazelik içerir. Kendisinin doğuştan sahip olduğu acelecilik, algıladıklarını görsel temsiliyete dönüştürürken de yardımcı olur ve onun bu yoldan kolay bir biçimde temel gerçekliğe ulaşmasına imkan kılar. Sanatçı, önünde açılan kimlik meselesinin istikrarsız ve şeffaf doğası karşısında sürekli bir arayış içindedir. Bu tehlikeli eşik insanı kolaylıkla istenmeyen bir milliyetçilik noktasına sürükleyebilir ve yalnış anlaşılmalara sebep olabilir. Zygmunt Baumann bu eşiği, yerinde bir deyişle 'akışkanlık' olarak tarif eder. Baumann sürekli "kimlik güçlü karşıtlıklar içeren bir kavramdır"(1) diye açıklar. Bu önemli bir gerçek çünkü kimlik meselesi her durumda gettolar oluşturmak için geçerli bir nedendir, öte yandan tarifi olmayan ve sınıflandırılamayan bir durumu belirlemektedir. Bireyin kimliği her zaman kültürel ve coğrafyasal büyümeyle bağımlıdır ve bu durum çok yönlü, çok yüzeyli ve aidiyet konusunda çelişkili fikirlere sahip bir topluluk oluşturur. Baumann 'kimlik' sorununu, savaş alanı benzetmesiyle açıklar. "Kimlik, savaşın kargaşası ve çığlıklarıyla yükselir ve bu sesler durulduğunda tekrar uykuya yatar"(2) der. Bu resim, Gülsün Karamustafa'nın, biraraya getirerek uğraşmaya başladığı ve çesitli hayali problemler vasıtasıyla tanımladığı temsiliyetin kırılgan eşiğine tam olarak uygun düşer. Sanatçı kıvrak bir yaklaşımla, kendini kolaylıkla rahatsız hissedebileceği eşiğin önünde, duygularını sürekli yenilemeyi bilir. Konunun, ırk üstünlüğünü tartışmaya kadar varabilecek geniş ve tek parçalı tanımından mümkün olduğu kadar uzaklaşır ve bilmecesini farklılıklar, sınıfsal meseleler, din, cinsiyet, şehir, eğlence, sıradan politikalar gibi bütünüyle gündelik hayata dair sorunlar üzerine kurgular. Böylece eşiği teşkil eden küçük su tanecikleri çeşitli göndermeleri içeren bir nehir oluşturarak akmaya başlar. Aynı şekilde sanatçının çok yönlü sanatsal pratiği, temsiliyetin sunumu cerçevesinde bir bütünlüğe ulaşır.

Enstalasyonlar, fotoğraf, video film çalışmaları ve ses, düşünceyi içine örgülediği bir dokumaya dönüşür.

GALATA:CENOVA, serginin başlığı Ligurya kenti Cenova ile Istanbul'un Galata bölgesini, melez kavramlarla birleştirmeye çalışıyor.

Istanbul'un en eski semtlerinden biri olan Galata'nın bir zamanlar Cenova'lı tüccarlara ait bir koloni oluşunun hikayesi, aradaki en önemli ortak payda. Bu tarihsel ortaklık iki şehrin coğrafi konumundaki benzerliklerle pekiştiriliyor. Müşterek geçmiş bir tabiyet dönemini de tarihi bellekle birlikte su yüzüne çıkartıyor.

Kolonializm sonrası araştırmalar, kültürel ve sosyo-ekonomik mozaiğin oluşturduğu kollektif tarihin ister milli, ister ortak ve isterse kişisel kimliğin yapılanmasında ne kadar önemli rol oynadığını açıkça gösteriyor. Şiddete dayalı kültürel başkaldırıların eşliğinde gerçekleşen fetih tutkusunun, bu mozaiği ne kadar etkilediğini anlamak çok güç değil.

Karamustafa bu projesinde Galata ve Cenova arasındaki boşluğu bir seri kendi belirlediği kavram üzerine kurguluyor. Yalnızca basit görünen mimari benzerlikler veya kültürel etkilenmeler üzerine yüklemiyor meselesini.

Öte yandan çok kesin bir biçimde sergilemediği halde bu ilişkinin temelini oluşturan yaklaşımın, öznel bilinç ile kolonial güçlerin arasındaki gerilime, bütünleşme veya dışlanmaya dayalı yapılaşmaya gönderme yaptığını hissedebiliyoruz. Karamustafa aynen bir arkeolog gibi zamanın kumlarını eşeliyor ve belleğin elle tutulmaz kırılgan kalıntılarını somutlaştırıyor. Bir yeniden sunuş eylemi olarak ele alabileceğimiz işlem tekrardan kazanılan bir obje, çalınmış fotoğraflar, askıda bir zamanın içinde geçmişin yanar dönerliği ve bugünün coşkusu arasında gidip gelen ve durmadan kendini tekrarlayan bir video film olarak bize dönüyor.

Bu sembolik yolculuk bütünüyle içe doğru bir "arayış". Sanatçı kendine ait bir parçayı ele alıp onu harekete geçiriyor, bağımsızlaştırıyor ve ona ait kimliğin mimarisini oluşturan başlangıç tarihine götürüyor. Aynen Amin Maalouf'un belirttiği gibi: "Kimlik sahip olunan özelliklerin yanyana koyulmasıyla elde edilen bir yamalı bohçadan çok, gergin bir derinin üzerine çizilmiş bir resme benzer. Küçük bir bölümüne dokunduğunuzda insanın bütün bedeninin titremeye başladığını görürsünüz".(3)

(1) Baumann Z., Intervista sull identita, Laterza, 2003
(2) ibid
(3) Maalouf A., Les identités meurtrietes, Edition Grasset & Fasquelle, 1998






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi