sergirehberi.com


SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Tüm Sanatçılar Güncel Sergisi Olan Sanatçılar


Justin Bennett






SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi    Gelecek Sergi    Geçmiş Sergiler    Görseller

Özgeçmiş   




Justin Bennett 1964’te İngiltere’nin Nuneaton şehrinde doğdu, Hollanda’da yaşıyor ve çalışıyor.

Bennett, ses ve görsel medya ile çalışan bir sanatçı. Kentsel çevrenin günlük sesleri tüm ayrıntı düzeyleriyle çalışmalarının merkezinde bulunuyor ve Bennett buradan hareketle müzik ve mimarlık, ses ve görüntü arasındaki karşılıklılığı geliştiriyor. BMB con adlı performans grubunun kurucu üyelerinden olan Bennett, birçok müzik projesinde perküsyon ve elektronik müzik aletleri çaldı, kalıcı enstalasyonlar ve ses yolları tasarladı, CDler yayınladı ve canlı performanslar gerçekleştirdi.

Son dönemde Viyana’daki Kunsthalle Exnergasse’de “Ear Appeal/Kulağa Çekici Gelen” adlı sergiye katıldı (2006), Lahey'daki GEM Çağdaş Sanat Müzesi’nde “Noise Map/Gürültü Haritası” adlı kişisel sergisini açtı (2005), İngiltere’nin Scarborough şehrinde Sonic Arts Network/Ses Sanatları Ağı için kamusal sanat çalışması “Shelters/Sığınaklar” (2005), Paris’teki İsviçre Kültür Merkezi için “Sundial – Paris/Güneş Saati – Paris” adlı enstalasyonu (2005) ve Roma’daki Moorroom için “Sundial – Roma/Güneş Saati – Roma” (2005) adlı yapıtları gerçekleştirdi.

Kuyu
(10. İstanbul Bienali)

Şehrin trafik gürültüsü, müzik ve hoparlörlerden yükselen seslerle dolu yüzeyinde, kulağımızı zemine dayıyor ve saklı bir şehrin derinliklerine iniyoruz. Dehlizler, borular, kuyular ve tünellerden olduğu kadar, tarih katmanları, gizli güç yapıları, gizli ekonomiler, zeminde fay hatları ve sakinlerinin rüya ve ümitlerinden oluşan bir şehir.

Malzemeler:
büyük bir bayrak,
‘Konstantinopolis’te imal edilmiş’ iki büyük antika zil,
tekrar sahnelenen dört rüya,
beş elektro-gitar,
şehir içinde yedi yürüyüş,
borular, tüneller ve havalandırma boşluklarında yapılmış ses kayıtları,
bir sürü siyasi gösteri,
malını satan otuz satıcı,
çok sayıda sokak müzisyeni,
binlerce insan ve öteki hayvan,
sayısız cami.

İstanbul’da kaydedilmiş seslerden oluşmasına rağmen, çalışma tamamen sese dayalı değil. Hikâye, hafıza, ses ve müzik katmanları arasında kişisel bir yolculuk bu -şehrin yeraltı derinliklerindeki gizli kuyuyu ortaya çıkarma denemesi.

Ne duyabiliyoruz? Gözlerimiz kapalıyken ya da dalgın dalgın suya bakarken duyacağımız sesler. İnsanın sadece hayalinde duyacağı sesler. Alıp beraberimizde uzaklara götüreceğimiz sesler.






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi