sergirehberi.com


SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Tüm Sanatçılar Güncel Sergisi Olan Sanatçılar


Saim Dursun






SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi    Gelecek Sergi    Geçmiş Sergiler    Görseller

Sergiler    Ödüller    Metinler    Metin_detay    Özgeçmiş   


Saim Dursun - Prof. Didier Vacher


Ara sıra yaşamımızda mutlu rastlantılar olur. 1989 Temmuz’unda İstiklal Caddesi’nde turist olarak dolaşırken, tümüyle şans eseri Beyoğlu Belediyesi Sergi Salonu’na girdim ve Saim Dursun’un resimlerini ilk kez orada gördüm; Gördüm ve büyülendim. Anadolu gerçeğini ve geleneksel temaları, sözcüğün tam anlamıyla modern ve öykünmeden uzak bir üslupla işleyen bu genç ressam, tekniğiyle, spatulasının ve renklerinin gücüyle büsbütün özgün bir fırça vuruşuna sahipti.

Dahası, Saim Dursun’un resimlerinde, bu zahmetli sentez neredeyse doğal denebilecek bir tarzda gerçekleşiyor. Çocuk gözleriyle bakıyor Saim. Sadece devinimlerin değil, devinimin dışında vurduğu heyecanı, yorgunluğu, hüzün veya sevinci de yakalayan keskin gözlerdir bunlar. Spatulası ise, ağır iş yükü ve zahmetli yaşam koşullarına rağmen yaşama sıkı sıkıya tutunan insan ruhlarını gün yüzüne çıkaran bir bistüridir sanki. Tablolardaki ışıltılı renklerin ardında, ancak ülkesini çok iyi tanıyan dikkatli bir gözlemcinin yakalayabileceği durumlar ve tavırlar var.

Mutluluk, hüzün, yorgunluk gibi duyguları insanların yüzünde okumaya alışığız. Oysa Saim bu duyguları renk ve ışığın parıltısıyla, devinim ve ritimle resmetmeyi seçmiş. Sözgelimi folklorik dansları resmederken hareket eden tek tek kişileri değil, dansçılardan yayılan ve hiç de onların çevikliğinden ya da dans becerisinden kaynaklanmayan soyut ama gerçek bir sevinci çiziyor. Temasına yüklenmiyor, spatulasını akışına bırakıyor ve insan suretlerinden vazgeçerek kaybettiğini, devinen bedenlerin yarattığı etkiyle geri alıyor. Tüm duygular yüz çizgileri kullanılmadan veriliyor.

Anlatımın en önemli öğelerinden birini bir kenara bırakması, resmi bu olanağından vazgeçmesi bir gurur göstergesi sayılabilir mi? Belki. Ama belki de bu tutumu bir arayışın, sanatçının kendini içinden gelene bırakarak keşfetmiş olduğu bir ara yolun ifadesi olarak değerlendirmek gerekiyor. Sanat alanında gerçeğin aranışı uzun ve bazen de zorluklarla dolu bir yol oluyor.

Bu özelliği dışında, Saim’in resmi üç öğeyle somutlaşıyor: Renk, ışık ve devinim. Geleneksel giysilerde ton zenginliği ve çeşitliliğinden kaynaklanan doğal bir renk kullanımı görülüyor. Köylerdeki ahlak anlayışı kadının vücut hatlarının kat kat elbiseler altında belirsizleşmesini ister. Bu nedenle ressam, ilgi odağını, Batı’da olduğu gibi kadının vücudunda değil, farbala ve drapelerin yığılmasında, renk ve tonların karşıtlığında topluyor. Işık ise bu renkleri parlatarak onlara etkileyici bir canlılık, bir yaşam gücü kazandırır. Altın parıltılarıyla yayılan o tüm renkleri ezecek güçteki öğle güneşi bile, renklerin etkisini arttırmaya ve toprağı işleyen insanların emeğini vurgulamaya yarıyor. Kat kat giysilerin kıvrımları içinde resmedilen kişilerin duruş ve devinimleri bu alacalı bulacalı renklerden yansıyan ışık oyunlarıyla varlık ve anlam kazanıyor.

Devinime gelince; İlk anda değilse bile, bir süre sonra, resmin yapısına sinmiş gizli varlığıyla onu ve sadece onu görmeye başlarız. Bu devingenlik ressamın bütün tuvallerinde mevcut. Gerçekten de Saim’in tablolarında, anlık durağanlığının betimlediği durumlarda bile bir yaşam kıpırtısı bir canlılık vardır. Söz konusu olan, içi boş bir deneysellik de değildir kuşkusuz. Tablodaki duygu ve izlenimleri bize taşıyan bu devingenliktir. Ressamın kurduğu yapı doruk noktasına bu olanakla erişir.

Son söz olarak şunu eklemeliyim: Sanatsal gücü bir yana tarihsel değerleri ile de ufuk açıcı olan Saim Dursun’un yapıtları, insanlığın belleğinde yeri olması gereken birer belge niteliğindedir.

Prof. Didier Vacher
Sanat Tarihçisi - Gazeteci - Sanat Eleştirmeni






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi