sergirehberi.com

 
SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Haftanın Sergileri  •  Güncel Sergiler  •  Gelecek Sergiler  •  Geçmiş Sergiler

Felaket Her Şeyin Çaresine Bakar
Huri 
Kiriş

Sergisi



06.09.2016 - 08.10.2016



ALANistanbul 
 

Asmalı Mescit Cad. No: 5/2
Tünel Beyoğlu İstanbul

212-252 94 53


www.alanistanbul.com


Pazar ve Pazartesi günleri hariç her gün 12:00-19:00 saatleri arasında gezilebilir.



Basın Bülteni


Basin Bulteni


Felaket Her Şeyin Çaresine Bakar / “The Disaster Takes Care of Everything” | Huri Kuriş | 6/09/2016 – 01/10/2016 | ALAN İstanbul

Huri Kiriş, 4. kişisel sergisi “Felaket Her Şeyin Çaresine Bakar” - “The Disaster Takes Care Of Everything’’ ile ALAN İstanbul’da!

Huri Kiriş, Türkiye Çağdaş Resim Sanatı’nda kendine özgü bir yere sahip. Sanatçı, genellikle figüratif öğelerin ve yogun peyzajın hakim olduğu eserleriyle yaşadığı coğrafyanın sosyal ve siyasal gerilimlerini pentüre aktarıyor. “Felaket Her Şeyin Çaresine Bakar” - “The Disaster Takes Care Of Everything’’ sergisinde Huri Kiriş, genellikle koyu renklerin hakim olduğu yağlı boya tablolarıyla bir yandan yoğun bir derinlik duygusu yaratırken diğer yandan eserlerindeki kaynağı belirsiz bir karanlığın içinden çıkan hayvan, bitki ve insan figürleri ile dünyanın içinde bulunduğu sosyal ve siyasal devinimlerin birey üzerinde yarattığı ağırlığı şiirsel bir dille resmediyor. Sanatçı, yoğun bir peyzajın karanlıkla birleşerek ürettiği mekanlarla, hem bilinçdışı köklere imge üzerinden gönderme yapıyor, hem de bireyin varoluşsal özünün içinde bulunduğu ortamla nasıl çatışabildiğine vurguda bulunuyor. Resimlerindeki yoğun dramatik öğeler, ironi ve ince detaylarla birleşerek, izleyiciyi, kendi dünyasında uzun soluklu bir sorgulamaya yönlendiriyor.

“Felaket Her Şeyin Çaresine Bakar” - “The Disaster Takes Care Of Everything’’, Türkiye Çağdaş Sanatı alanında az görülür bir teknik kapasite ile pentürün sarsılmaz yerinin yeniden altını çizen bir sergi niteliğindedir. Sanatçı bu çalışmalar ile izleyicileri Rönesans’tan modern sanata, modern sanattan günümüz sanatına dalga dalga gelen resim geleneğinin bir ileri aşamasına davet ediyor. Kiriş, resim ile edebiyat, resim ile felsefe ve yine resim ile toplumcu düşünce düzlemleri aralığında oluşturduğu kendine özgü resim dili ile çağdaş sanatın duyusal ve didaktik arka-plandan kopartılmadan da etkili bir şekilde ortaya konulabileceğini gösteren nadir sergilerden bir tanesine imza atıyor. Bu yönüyle de sanatçı hem yerelde hem de uluslararası alanda iddialı çıkışı ile ayrıcalıklı bir yeri hak ediyor.

Felaket Her Şeyin Çaresine Bakar” - “The Disaster Takes Care Of Everything’’ sergisi 06/09/2016 ile 01/10/2016 tarihleri arasında ALAN İstanbul’da görülebilecek.


EDEBİ METİN:

“Felaket Her şeyin çaresine bakar”*
Oradan ardına bakmadan ayrılman gerekiyordu. Ayrıldın da.
Su karanlıktı. Zaten o karanlığın bütün oluklara dolmasını bekledin yola çıkmadan önce.
Dalgaların çukurlarına da. Sonra kayığını karanlığa indirdin. Sonra küreğini karanlığa soktun.
Gerçi yeterince karanlık değildi de. Su ve semayı ayıran alaca bir kuşak vardı. Buna ufuk
diyemezdin. Işığın emaresi diyebilirdin ancak: Batmış bir güneşin. Doğacak bir güneşin. Sonuçta
alacakaranlık, her şeye teşne. Ya? Sonuçta ne pusulan ne kayığına yön verme kudretin var. Ya?
Ayrıca akıntı her şeyin çaresine bakıyor. Ayrıca yeterince karanlık değildi de.
Yine de teyakkuzda olmadığın anlamına gelmiyor bu. Teyakkuzdaydın çünkü bir kıyı sana
yaklaşıyordu en sonunda. Bir vaad olarak. Bir tehlike olarak. Bir yangın yeri o. Bir şölen ateşi var
orada. Ateşe sürüklenen ıslak, üşümüş, aç ve boş insanların edasıyla ilerliyorsun. Ateşin her şeyin
çaresine baktığını iyi biliyorsun.
“Ama alacakaranlıkta sözler birbirine dağılan birer lekeden başka bir şey değil. Alacakaranlık
bütün sözlerin çaresine bakıyor. Yine de bu, sana kollarını ya da ağzını açmış o kıyıya birkaç
söz fırlatmayacağın anlamına gelmiyor: İştahın kabardı bile. Ve ödün patlıyor. Teyakkuzda kalmak
seni neredeyse tüketti. Bir yandan da ancak teyakkuzda kalmaya yetecek takatin var.”
Üşüdün ve ateş sana yaklaşıyor. Korkmanı ya da korkmamanı gerektirecek tek emare yok.
Yaprak yapraktır. Çalı da çalı. Yalazın aydınlığında nefti bir örtü. Yaklaşıyor. Geyikten neden
korkasın? Köpek ve ağaçtan? Yarasadan, düşen kuştan? Çalıdaki balık ve balığı kavrayan elden?
İnsandan? Neden korkmayasın?
Avlanabilirsin. Avlayabilirsin de.
Ya da teyakkuzda kal. Olduğun yerde. Şahit ol. Ve taşı. Böyle.”

Birgül Oğuz

*L’ Écriture du désastre / Maurice Blanchot






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi