|
td>
| |
Yürekten, Gülerekten...: Behice Boran Portreleri
Fotoğraf Sergisi
02.03.2011 - 08.03.2011
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy Binası
Kemankeş Sok. No: 31
Karaköy
Beyoğlu
İstanbul
212-251 49 00
|
Genel Bilgi “Yürekten, Gülerekten...” / Gülümseyen Bir Karenin Peşinde Behice Boran Portreleri Sergisi
Türkiye tarihinin önemli siyasi karakterlerinden Behice Boran’ın portrelerinden oluşan ve gülümseyen tek bir fotoğraf karesini ararken yaşadıklarımızın hikayesini paylaşmaya çalıştığımız “Yürekten, Gülerekten...” Fotoğraf ve Anı Sergisi’ne sizi de bekliyoruz.
Yüzüncü Yıl Fotoğraf Sergisi
“Demdir bu!”
Behice Boran, 24 yaşında genç bir öğrenciyken kazandığı bursla gittiği Michigan Üniversitesi'nde (ABD) "Marksizm’le tanıştı" ve hayatını, o günden sonra kendisini bekleyen geleceğin farkında olduğu bir mücadeleye adadı. Ödünsüz bir komünistin başına gelebilecek her tür eziyeti, parti önderi kadın kimliğiyle fazlasıyla yaşadı; en kötü koşullarda bile ne geriye dönüp yitirdiklerine baktı ne de herhangi bir yılgınlığa kapıldı.
Ölene kadar tekrarladığı "Sosyalizme giden yol, dikensiz gül bahçesi gibi dümdüz değildir. Sosyalizme giden yol, dardır; dikenli, taşlıdır; çetin engellerle doludur" sözü, yaşamının özeti oldu.
Bu "yol"da yürümek, insana gülmeyi unutturacak kadar "çetin" olmakla birlikte, dost omuz başlarının sıcaklığını açığa vuran neşeyi hissettirecek kadar yoldaşça bir yürüyüştü.
Behice Boran'ın bir gün ansızın sorduğu bir soru, Nâzım'ın o eşsiz şiirinden esinle, "Yürekten, Gülerekten" adlı fotoğraf sergisine konu olan fotoğrafların doğmasına neden oldu. Hayatı boyunca hep Emniyet'in çiğ ışıkları karşısında "suçlu" konumunda fotoğrafı çektirmek zorunda bırakılan Behice Boran, ömründe ilk ve son defa o gün bütün randevularını iptal etti. Bir genç kız heyecanıyla süslenip püslendi. Özel olarak poz vermek yerine, dünyanın bütün sorunlarından –ne kadar sıyrılabilirse o kadar– sıyrılıp, olabildiğince doğal bir ortamda portresinin çekilmesine izin verdi.
O günün sonunda ortaya çıkan görüntüler, hep kederle yoğrulmuş, "otuz iki dişimizle gülmeye hasret" bir ömrün, ömrümüzün, sahici bir neşeyle, yürekten gülebilen yüzünü resmediyordu...
'70'li yılların çalkantıları içinde sadece bir - iki karesi değerlendirilebilen o fotoğraflar, Türkiyeli komünistlerle aynı akıbeti yaşadı: Sürekli kaçtı, saklandı; kimi ve neyi koruduğunu bilmeyen birilerinin "emanetinde" gün yüzüne çıkmayı bekledi. O gün vizörden bakıp deklanşöre dokunanın gözü ve eli, on yıllar süren bu sabırlı bekleyişte hep tetikteydi.
Evet, “demdir bu!”
Behice Boran’ın o “özel” gününde verdiği ve doğumunun 100’üncü yılı anısına “Yürekten, Gülerekten”de sergilenen o “özel” görüntüler, artık asıl sahiplerinindir.
Osman Kapusuz
|
|
Serginizi burada duyurabilirsiniz...
Hizmetlerimiz
sergirehberi@gmail.com
|
|
|
|