|
td>
| |
Beyin, Bedenin En Seksi Parçası mıdır?
Jan Fabre
Video Sergisi
07.01.2011 - 05.02.2011
Galeri Artist - Ankara
Cinnah Cad. No: 66 D: 2
Merkez
Çankaya
Ankara
|
Basin Bulteni Jan Fabre / "Beyin, Bedenin En Seksi Parçası mıdır?" / 7 Ocak – 5 Şubat 2011 tarihleri arasında Galeri Artist Ankara’da
1958 Anvers (Belçika) doğumlu olan Fabre, Anvers’de L’Ecole des Arts décoratifs (Dekoratif Sanatlar Okulu) ve l’Académie royale des Beaux-Arts’da (Güzel Sanatlar Akademisi) eğitim aldıktan sonra 1976 senesinden itibaren performans sanatıyla ilgilenmeye başladı. Jan Fabre ressam, heykeltıras, koreograf ve tiyatro yönetmenidir. Çeşitli dallardaki çalışmalarını bugün de Anvers’de devam ettirmekte olan sanatçıyı belli bir sınıflandırma içine yerlestirmek zordur.
1980’den (Theater geschreven met een K is een kater) 2005’e (L’Histoire des larmes) kadar, Jan Fabre tiyatro ve dansı buluşturan otuza yakın oyun sahnelemiştir. Seksenli yılların basından beri beden onun ilham kaynağıdır. Teatral metinleri metaforik minyatürlerin bir derlemesi niteliğindedir, eserleri ise uluslararası arenada ses getirmiştir. İşleri bazı kesimler tarafından sok edici (özellikle bu son senelerde) ve her seferinde toplumda huzursuzluk yaratan eserler olarak algılanabilir. Seyircilerin tiyatro oyunlarında salonu söylenerek terk ettikleri bile olmuştur! Gerçekten de son senelerin en tartışılan sanatçılarından biridir Fabre.
VİDE0 –Beyin, bedenin en seksi parçası mıdır? (2007)
15 dakikalık bu videoda Jan Fabre sorgu odasını andıran bir mekanda karsısına bilim adamı-ekolojist ve psikobiyolog Edward O. Wilson’ı almış, polis-suçlu rollerini sürekli değiştirerek güzelliğin, ahlakın, cinselliğin kısaca hayatın anlamını sorguluyor. Diyalogları, zarif matematiğin ne demek olduğundan, zıtlıklardan, bilim ve sanatın nasıl birleştiğine kadar uzayıp giderken ara sıra küçük beyaz bir salyangozun masaya düşüşüyle kesintiye uğruyor. Spiral şeklindeki kabuğuyla konuşmayı sekteye uğratan bu ufak tefek hayvan, sonsuzluğun matematiksel-geometrik çizimini, eski metinlerde karşımıza çıkan kozmik işaretleri bize hatırlatarak bir yandan diyalog boyunca tartışılan kavramların metaforluğunu üstleniyor bir yandan da tıpkı oyunda masaya atılan bir zar ya da bozuk para gibi hayata ve ölüme ait şansları, iddiaları, Fabre’nin de videonun sonunda söylediği gibi “bugünün en iyi doktorları ve filozofları sayılan hayvanları” işaret ediyor.
4 STEİN’LER
Bedenin dinamiği beyin dünü, bugünü ve yarını mümkün kılan organdır; içinde bir tür büyü barındırır çünkü simdi burada olmayan ama er ya da geç buraya gelecek şeyleri, ütopyaları hayal eder. Her ne kadar bizim için hala bilinmez bir gezegen, tespit edilemeyen bir dünya olsa da “bedenin en seksi parçasıdır”; gerçeklikten kaçabileceğimiz, rahatça düşünebileceğimiz, ruhumuza giden köprüyü bulabileceğimiz bir bölgedir…
Ve başka beyinler vardır, çok daha üstün, çok daha mükemmel; fizik dehası, edebiyat dehası, dil felsefesi dehası ya da yapay zeka dehası olan beyinler. Onlar; Einstein, Gertrude Stein, Wittgenstein ve Frankenstein. Fabre’ye göre bu dört kavanozun içinde duran dört mercan, modern düşüncenin dönüm noktalarıdır. Sanatçı 1998’de yazdığı tiyatro metni “De Koning van het Plagiaat” (İntihalin Kralı) ile de şimdi görsel olarak sunduğunu bir şiirle dile getirmişti:
Yanımda dört harikulade beyin var. Dört nihai tapınak. Bu dört tas birlikte sizin bilinciniz, modern insanın bilincidir. Durun tanıtayım size onları İşte dört “Steine”lar
Einstein Gertrude Stein Wittgenstein Ve Frankenstein
Sergi Açılış : 7 Ocak 2011 Kokteyl : 18:00
|
|
Serginizi burada duyurabilirsiniz...
Hizmetlerimiz
sergirehberi@gmail.com
|
|
|
|