sergirehberi.com

 
SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Haftanın Sergileri  •  Güncel Sergiler  •  Gelecek Sergiler  •  Geçmiş Sergiler

Geçmişten Bugüne Fetih Başlıkları
Aysun 
Sandıkçıoğlu

Heykel Sergisi



17.06.2010 - 30.06.2010



ArtClub 
 

Zafer Sok. No: 44-A
Nişantaşı Şişli İstanbul

212-296 12 26






Sergiden Görseller
Genel Bilgi


Genel Bilgi


A. AYSUN SANDIKÇIOĞLU'NUN SERAMİK HEYKEL ÇALIŞMALARI ÜZERİNE / Abdülkadir GÜNYAZ

Ne güzel bir yaratıdır seramik. Varoluştan bu yana toprak, su, ateş ve elbet insanoğlunun zekası ve yaratıcılığıyla varolan en eski, tabii en geleneksel sanat...

Evet, öncelik elbette toprak, su ve ateş ile bizzat insanın yaratıcılığıdır; o nedenle kulak asmamalısınız seramik sanatını küçümsemek amacıyla kap kacak diye nitelendirilme çabalarına. Zira unutmayın ki seramikçinin elinde var olan her eserin, velev ki kap kacak, doğada bir benzeri yoktur; dolayısıyla kuşkusuz ki sanatçının usundan yaşam bulmuş, onun sanatçı yaratıcılığından kaynaklanmıştır. Böyle olunca da, ister figüratif,ister soyut, toprakla oluşturulan her obje sanatın ta kendisidir ve yaratıcısının özeli, çoğu kez de özgünlüğüdür.

Gelelim bu sergiye ve A. Aysun Sandıkçıoğlu'na. Kuşkusuz bir seramik ustası; Dokuz Eylül Üniversitesi'nden ki kanımca son yılların bu alandaki Anadolu Üniversitesi'yle birlikte en önemli iki üniversitesinden birinden mezun, ayrıca bir de Yüksek Lisans Tezi hazırlamış ki gördüğümde bu 126 sayfalık çalışmayı takdir etmemek elimde olamazdı. Zira bu 'Askeri Müzik Topluluğu Mehter, Geleneksel Kıyafet ve Müzik Enstrümanlarının Plastik Açıdan Seramik Sanat Objelerine Dönüşümü' adlı hacimli çalışmasında olayı çok değişik kaynaklardan hem askeri, hem müzikolojik, hem de sosyolojik açıdan ele alarak irdelemiş ve dünyanın bu en eski askeri bandosu olarak bilinen mehterin geleneksel kıyafet ve müzik enstrümanlarının plastik açıdan seramik sanat objelerine dönüşümünü öngörerek çalışmıştı ve bu sergide de o araştırmanın sonuçlarını görme olanağı sunuyor izleyiciye.

Neydi yaptıkları sanatçımızın, o adı geçen objeleri ki bunlar hem giysileri hem de enstrümanları kapsıyor ve bu gelenekten geleceğe, yadsınılamaz bir stilizasyon ile son derece yalın bir anlatımla, sanki bir başka şeylere, hatta soyut objelere dönüştürerek
veriyor bizlere. Ve tabii teknik zorlukları da fazlasıyla üstlenerek. Evet, bakın o objelere ki her biri 1000 derece, hatta üstü pişirilmenin özelliklerini de taşırlar, birer börk, birer miğfer, Çorbacıbaşı üsküfü, ya da tuğ, ya da çok daha başka şeyler değildirler... Elbette
değildirler, onlar birer sanatsal seramik objedirler, tabii ki adı geçen kıyafetlerden, ya da enstrümanlardan kaynaklanmış olabilirler, ama şimdi, az önce ifade ettiğim gibi birer özgün sanatsal yaratılardır.

Sizler de işte böylesi gözlemlemeye ve elbet tat almaya bakın, eminim mutlu olacaksınız.






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi