SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi
Gelecek Sergi
Geçmiş Sergiler
Görseller
Porselende Biçimlenen Gizemli Bedenler - Dilek Şener, Milliyet Sanat - 2002/516
Porselende Biçimlenen Gizemli Bedenler
Tors\ Torso'nun arkeolojideki anlamı "baş, kol ve bacakları kopuk, gövde parçası olarak bulunmuş heykel " olarak bilinir. Bu tanımla birlikte Yunan Sanatı'nın güzelliğin dünyası olarak kabul ettiğimiz ve heykel sanatının doruğa ulaştığı dönemini anımsamakta yarar var. E. H . Gombrich M.Ö 520 - 420 yıllarında varlık gösteren Yunan sanatçılarının yapıtlarını "güzelliğin dünyası" daha doğrusu sanatın özgürlüğe uyanışı olarak "güçlerin ve becerilerin anlam kazanması olarak vurgular. Bu anlam kazanma savaşımı sırasında insan bedeninin gizemli yapısını çözümleme çabalarıyla ortaya konulan heykeller, sanatın çizelgesi içerisinde her dönem gerek form gerekse içerik açısından irdelendi. Bunun sonucu olarak günümüze değin sanat, zaman içerisinde geriye dönerek eskinin biçimlerini yeniden yorumlar. Böylece yeni düşünce ve malzeme kalıpları içerisinde farklı anlayışlarda yapıtlar ortaya çıkıyor. Böylesine geriye uzanarak belleğimizde biriken bilgi hazinemizi gözden geçirmemizi Takı Antika Sanat Galerisi'nde heykellerini izlediğimiz Serdar Tekebaşoğlu'na borçluyuz.
Bir yazısında Haşim Nur Gürel sanatçının çalışmalarını şöyle yorumlar: " Serdar'ın insan vücudunu ele alıp, aldığı bölümle keyfince oynayıp, deforme edip fantastik eklemeler, abartmalar ve çıkarmalar yapması ile sonuçta elde kalan veya ortaya çıkan plastik kütle kendine özgü bir estetizm anlayışı temsil etmekte." Bu sözlerden hareketle karşımızda duran Tekebeşoğlu'nun heykelleri için diyebilirim ki Belvedere Tors'u, Milo Venüs'ü yada Melos Venüs'ünün ruhu daha çağdaş kendi zamanı içinde, biçimlendiği ortamın sorunlarıyla uğraşan heykellere dönüşüyor. Alışılagelmiş form \ heykel ve malzeme düşüncesinden uzaklaşmamız gerek sanatçının yapıtları karşısında. Çünkü bedenlerin ana malzemesi "porselen" 1400 derecede taşlaşan seramik hamuru, onun için yeni anlamlar yaratma ve özgün olma çabasında farklı bir "dil" yaratmış. Tors'un form olarak tarih içinde sanatçılar üzerindeki etkilerini rahatlıkla izleyebiliyoruz. Bu sanatçılardan Rodin, Despiau, Lehmbruck ve Moore bitmemiş veya uzuvları eksik heykellerin etkisini hissederek kendi yapıtlarına aktarmışlardır.Buna karşılık içinde bulunduğu zamanın karmaşası ve geleceğin insan aklının sınırlarında kaybolan görüntülerinde sanatçının heykellerinin yalınlığı ve şiirselliği günümüzün girdaplarına duygusallığı taşır. İnsan önemlidir. Bu önem insan vücuduna gizlenen gizemleri çözümlemek anlamındadır sanatçı için. İlk bakışta etkilendiğimiz malzeme, bu gizeme daha bilmecemsi bir tavır yükler. Boşluğa direnen kadın ve erkek bedenleri üzerinde renk ve malzemenin kendi içindeki hareketi söz konusudur. Porselenin kırılgan ve kaprisli yapısı yüzeylerde devingen bir yapının oluşumunu etkilemez. Sanat tarihinde ahşap, mermer ve taş malzemelerde karşımıza çıkan ajurlu yapı, Tekebaşoğlu'nun porselen bedenlerinde malzemenin kaprisine karşılık ustalıkla yer alır. Düzensiz ajurlara bazen eklektik bir yaklaşımla eklenen renkli sırlı yüzeyler, heykellerdeki duygusallığı güçlendirir.
Serdar Tekebaşoğlu'nun güzelliğin dünyasında çekip çıkararak yeni bin yılın sayfalarına eklediği heykelleri eksik uzuvlarıyla izleyenin düş dünyasını harekete geçirir.Eksik uzuvlar heykelin bitmemişliğinin ve tamamlanmamışlığının aksine yeni bir açılıma yönelir. Bu açılım hem malzeme hem de heykelin kendi içindeki birtakım gelişimleri ile yapıtı bir bütün \ biçim olarak algılamamıza yardımcı olur. Sanatçı malzemenin sağladığı kullanım olanaklarıyla kendi düş dünyasının sınırlarını kusursuz insan bedeni üzerinde birleştirir.
Milliyet Sanat - 2002 / 516
|
Serginizi
burada duyurabilirsiniz...
Hizmetlerimiz
sergirehberi@gmail.com
|
|
|
|
