sergirehberi.com


SERGİ         SANATÇI         MEKAN
Tüm Sanatçılar Güncel Sergisi Olan Sanatçılar


Avni Lifij






SergiRehberi Arşivinden:
Güncel Sergi    Gelecek Sergi    Geçmiş Sergiler    Görseller

Özgeçmiş   


HÜSEYİN AVNİ LİFİJ (1889 - 1927)

İkinci Meşrutiyet, kısa bir zaman aralığını içermekle birlikte, siyasal ve toplumsal açıdan önemli değişimleri beraberinde getirmiştir. Sosyo- psikolojik açıdan özgürlük ve bireyselleşme eğilimlerinin daha önce olmadığı kadar yaygınlaştığı bu dönemde, sanatçı portresi de çarpıcı bir biçimde farklılaşmıştır. Bu farklılaşma; ağzında piposu, elinde içkisi, eğri kravatı, omzuna attığı yırtık çorabı ve gözlerindeki çapkın ve umursamaz bakışıyla Avni Lifij'in oto-portresinde bütün canlılığıyla izlenebilmektedir. Avni Lifij ve 1914 Kuşağı'nın diğer sanatçıları, hem İkinci Meşrutiyet ruhunu hem de egemenliğin millete ait olduğu Cumhuriyet ruhunu derin bir şekilde hissetmişlerdir. Oysa, tebaa anlayışının ağır bastığı bir önceki kuşak sanatçıları; giyimleri, efendilikleri ve belli ki yaşam biçimleriyle çok daha ağır ve olgun bir görünüm arz ediyorlardı. Şeker Ahmet Paşa'nın; şık kıyafeti ve başında fesi ile kendisini şövale başında gösterdiği portresi, bize dönem farklılıklarının toplumsal boyutu hakkında ipuçları vermektedir. İki oto- portrenin karşılaştırılması, teknik olarak da klasik akademik bir anlayıştan, serbest ve hissedilir fırça darbeleriyle ışık kullanımının ön plana çıktığı izlenimci bir tarza yönelişi işaret eder.

İkinci Meşrutiyet yıllarında saray çevresinden olup sanatçı kimliğiyle sivrilen ve bizzat resimleriyle tanıdığımız Şehzade Abdülmecid Efendi'nin desteği, 14 Kuşağı sanatçıları için bir şans olmuştur. Şehzade, 1909 yılında kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin fahri başkanı olmuş, aynı yıl Avni Lifij'i Fransa'ya resim öğrenimine göndermiştir. Avni Lifij, tıpkı Namık İsmail gibi, Abdümecid Efendi'nin sık sık görüşlerine başvurduğu bir ressamdır ve her ikisi de Abdülmecid'in sanatını derinden etkilemişlerdir.

Avni Lifij, 1889'da göçmen bir ailenin çocuğu olarak Kavak (Samsun)'da doğmuş, ancak ailesi kısa bir süre sonra İstanbul'a göç ettiği için bu şehirde büyümüştür. Ailesinin, 93 Harbi döneminde Kafkasya'nın Kuban bölgesinden göç ettiği bilinmektedir. Dil öğrenmeyi seven Hüseyin Avni, Numune-i Terakki'de okurken resme olan yeteneği keşfedilmiştir. Ayasofya'da mimari çizimler yapan Henry Proust ile tanışması, onun Sanayi- i Nefise Mektebi'ne kaydolmasıyla sonuçlanacak sanat tutkusunun gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Osman Hamdi Bey, Lifij'in resimlerini şehzadeye gösterdiğinde Akademi'ye başlayalı henüz bir yıl olmuştu. Bu olayın ardından Şehzade Abdülmecid ona Avrupa öğrenimi için gerekli olan maddi desteği vermeyi kabul etmiş, hatta bunun için Lifij'in birkaç çalışmasını satın almıştır.

Hüseyin Avni Lifij, Paris'te hemen hemen dönemi içerisindeki bütün sanatçıların gittiği Cormon Atölyesi'nde, 1909 yılından 1912'ye dek çalışmıştır. Yaklaşmakta olan Birinci Dünya Savaşı'nın etkisiyle, bu sırada Paris'te bulunan Türk sanatçıların hepsi birer birer yurda dönmeye başlamışlardır. Avni Lifij'in döndükten sonra bir süre öğretmenlik yaptığı bilinmektedir. 1914 yılında çeşitli cephelerde sıcak savaş yaşanırken Osmanlı Devleti de Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan ile birlikte İttifak Devletleri arasındaki yerini almıştır. Savaşın bütün şiddetiyle sürdüğü 1917 yılında, savaş konulu resimler yapılmak üzere Abdülmecid Efendi'nin de desteğiyle Şişli Atölyesi kurulmuştur. Burada üretilen eserler, Türk ressamları tarafından Avrupa'da açılmış ilk sergi olan 1918 Viyana Sergisi'nde yer almıştır. Hüseyin Avni Lifij, atölyede çalışmadığı halde sergiye eserleriyle katılmıştır.






Serginizi
burada duyurabilirsiniz...

Hizmetlerimiz

sergirehberi@gmail.com







İletişim             Hizmetlerimiz             Gizlilik Politikası             Kullanıcı Sözleşmesi